VEYSEL AĞDAR
Fındık üreticisinin beklediği açıklama geldi. Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), 2025-2026 sezonu kabuklu fındık alım fiyatlarını kilogram başına Giresun kalite için 200 lira, levant kalite için 195 lira olarak belirledi. Yüksek randımanlı fındığa (yüzde 50 randıman üzerindeki her artı 1 randıman için) Giresun kalitede kilogram başına 4 lira, levant kalitede kilogram başına 3,90 lira ilave fiyat verilecek. 2025-2026 sezonu fındığa yaklaşık 5 dolar fiyat belirleyen Fındığa TMO fındıkta fiyatı arz-talep belirlesin dedi. TMO kabuklu fındık alımlarına 25 Ağustos'ta başlayacak, alımlar önceki yıllarda olduğu gibi randevulu yapılacak. EKONOMİ’ye açıklamada bulunan sektör temsilcilerinin ortak görüşü bu yıl açıkladığı TMO’ya fazla iş düşmeyecek. Serbest piyasada fiyatları üreticilerin alacağı pozisyon belirleyecek.
“Piyasa TMO fiyatlarının üzerinde seyredecek”
TMO’nun açıkladığı alım fiyatının piyasa üzerinde doğrudan belirleyici olmayacağını kaydeden Ulusal Fındık Konseyi (UFK) Başkanı Cem Şenocak, çünkü piyasada fiyatların zaten TMO seviyesinin üzerinde oluştuğunu kaydederek, “TMO’nun fiyat açıklaması kendi tercihidir. Açıklamasaydı da piyasa bu seviyelerin üzerinde seyretmeye devam edecekti. Rekoltenin düşük olması nedeniyle de TMO’ya yoğun bir arz beklemiyoruz" dedi.
"Üretici ihtiyacı kadar satmalı"
Fiyatların önümüzdeki dönemde yükselme eğiliminde olacağını öngördüklerini ifade eden Şenocak, üreticilere aceleci davranmamaları yönünde tavsiyede bulundu:
"Hasat dönemi başladı, rekolte düşük. Üretici ihtiyacı kadar satış yapmalı. İhtiyacının dışında kalan ürünü bekletmesi daha sağlıklı olur. Ancak rakam telaffuz etmek doğru olmaz, çünkü iklim koşulları sürekli değişiyor. Bu yıl yaşanan don, gelecek sezonu da etkileyebilir."
"Meyilli arazide üretici mağdur"
Fındıkta yapısal sorunlara da dikkat çeken Cem Şenocak, özellikle meyilli arazide üretim yapan küçük çiftçilerin zor durumda olduğuna vurgu yaptı. "Bugün düz ova ile meyilli arazide üretim yapan çiftçi arasında büyük farklar var. Düz ovada makinalı tarım yapılabiliyor, maliyet düşük. Ama meyilli arazide hem toplatma maliyeti yüksek hem de üretici yeterince gelir elde edemiyor. Don yaşanan yüksek kesimlerde bu yıl neredeyse hiç ürün yok. Bu bölgelerde yaşayan aileler göç etmek zorunda kalacak" diye konuştu.
Şenocak, meyilli arazide üretim yapan çiftçilerin özel olarak desteklenmesi gerektiğini belirterek, "Düz ovalarda zaten birçok ürün yetiştirilebiliyor, orada fındık dikilmesi arz-talep dengesini de bozuyor. Asıl desteklenmesi gerekenler meyilli arazideki üreticiler" dedi.
Atakan Akça: Doğu Karadeniz’de açıklanan fındık fiyatı üreticiyi memnun etmez
Altınordu Ziraat Odası Başkanı Atakan Akça, fiyatın Batı Karadeniz'deki üreticiler açısından tatmin edici olduğunu ancak Doğu Karadeniz’de maliyetlerin yüksekliği nedeniyle yeterli olmadığını söyledi.
Akça, “Bu yıl Doğu Karadeniz’de fındığın kilogram maliyeti 186 TL. Açıklanan fiyat bu rakamın sadece 9 TL üstünde. Dolayısıyla bu bölgede üretici bu ürünle geçimini sağlayamaz. Buna karşılık Samsun’dan Batı’ya doğru maliyetler 90-95 TL civarında. O yüzden Batı’daki üretici için 195 TL çok iyi bir fiyat. Hatta neredeyse yüzde 100 kâr anlamına geliyor” dedi.
“Fiyat adil ama bölgesel farklar göz ardı edilmemeli”
Açıklanan fiyatı genel olarak “beklenen seviyede” bulan Akça, esas sorunun Doğu Karadeniz’deki yapısal maliyet farkları olduğunu vurguladı: “Her yıl aynı manzarayı yaşıyoruz. Fiyat açıklandığında Doğu Karadeniz’den tepki gelirken, Batı Karadeniz’de memnuniyet olur. Çünkü Batı’da makinalı tarım mümkün, işçilik maliyetleri düşük. Ancak Doğu Karadeniz’de tüm üretim insan gücüne dayanıyor. Bu fark artık göz ardı edilmemeli.”
“Çözüm fiyat değil, destek politikası”
Fındıkta adil gelir için çözümün sadece yüksek taban fiyat açıklamak olmadığını belirten Akça, özellikle eğimli arazilerde üretim yapan çiftçilere dönüm başına daha yüksek alan bazlı destek verilmesini önerdi: “%8’in üzerinde eğimli arazilerde üretim yapan çiftçilere dönüm başına 2500-3000 TL arasında destek verilirse, maliyetler aşağı çekilebilir. Bu şekilde fiyat tartışmaları da azalır. Aksi halde fiyat ne kadar yükselirse yükselsin, Doğu Karadeniz’de üretici Batı’daki üretici kadar kazanamaz.”
“Sanayici bekliyordu, ihracatta ise sıkıntı sürüyor”
Fiyatı sanayicinin de beklediğini, piyasada 250-260 TL seviyelerinde işlem oluşabileceğini ifade eden Akça, uluslararası rekabette ise yüksek maliyetlerin Türkiye’yi zora soktuğunu söyledi: “Dünyada fındığın maliyeti 1,5-2 dolar civarında. Biz ise 5 dolara yaklaşıyoruz. Böyle bir ortamda ihracatçı rekabet edemez. Türkiye üretimin yüzde 70’ini yapsa da, fiyat nedeniyle ihtiyaç dışında bizden fındık alınmıyor. Bu da stok baskısını artırıyor.”
"TMO bu yıl dolar bazında cömert davrandı"
İstanbul Fındık ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İFMİB) Başkanı Muzaffer Taviloğlu, fiyatın dolar bazında 5 dolara yaklaştığını ve bu seviyenin hem üretici hem de piyasa için güçlü bir sinyal olduğunu söyledi. Taviloğlu, “Geçtiğimiz yıl 4 dolar seviyesinde oluşan fiyatlar, bu yıl 5 dolara yaklaştı. TMO, dolar bazında kendi çıtasının da üzerinde bir fiyat açıkladı. Rekolte düşük, arz kısıtlı. Bu şartlarda verilen fiyat cömert sayılır” dedi.
“TMO’nun çok ürün almasını beklemiyorum”
Üreticinin bu fiyat seviyelerinde doğrudan serbest piyasaya yönelmesini beklediğini belirten Taviloğlu, TMO’nun sınırlı alım yapabileceğini ifade etti:
“Fiyatlar serbest piyasada da TMO seviyesinde oluşur. Bu da TMO’nun piyasadan çok fazla ürün alamayacağı anlamına gelir. Ancak aldığı ürünleri sezon içinde satarak stok seviyesini sabit tutar. Yoğun bir ürün akışı olacağını sanmıyorum.”
“Yüksek fiyat ihracatı zorlayabilir”
İhracat açısından fiyatın yüksekliğinin bazı zorluklar doğurabileceğini dile getiren Taviloğlu, “Kabuklu fındıkta 5 dolar seviyeleri iç fındıkta 11 dolar seviyelerine denk geliyor. Bu fiyatlarla diğer üretici ülkeler çok daha hızlı satış yapar. Ancak arz sıkıntısı nedeniyle fiyatlar yine de korunabilir. Dünya genelinde büyük bir arz fazlası beklenmiyor, bu da Türkiye için bir avantaj” dedi.
“Türkiye yeni sezona minimum stokla girecek”
2025 sezonuna Türkiye’nin düşük stokla gireceğini söyleyen Taviloğlu, “Bu sezon ürün yeterli değil. Sadece Türkiye’de değil, dünyada da arz yetersiz. Yeni sezona hem iç hem dış pazarda stoklar erimiş şekilde girilecek. Bu da piyasada fiyatların aşağı yönlü sert düşmesini engeller” diye konuştu.
“Finansman erişimi ihracatçı için sorun değil”
İhracatçının finansmana erişim açısından ciddi bir sorun yaşamadığını belirten Taviloğlu, yüksek faiz ortamında daha çok iç piyasa oyuncularının zorlandığını ifade etti:
“İhracat kredilerine erişim var. Ama iç piyasadaki tüccar, faiz yüksekliğinden dolayı borçlanmakta zorlanabilir. Bu da spot piyasalarda hareketi biraz yavaşlatabilir.”
“400 bin ton rekolte düşük bir tahmin”
Taviloğlu, bazı çevrelerde dile getirilen 400 bin tonluk rekolte tahminlerinin gerçekçi olmadığını savundu: “Tarım Bakanlığı’nın resmi bir rekolte açıklaması yok. Uydu görüntüleme sistemleriyle yapılan çalışmalara göre Türkiye’de 7,5 milyon dönüm fındık dikili alan var. Böyle bir alandan 400 bin ton ürün çıkması pek mümkün değil. 500-550 bin ton gibi rakamlar daha makul görünüyor. Yine de geçen yıla göre ciddi bir arz eksikliği olduğu ortada.”
“Fiyat tahmini yapmak spekülasyondur”
Fiyat tahminleri üzerinden yönlendirme yapmanın doğru olmadığını vurgulayan Taviloğlu, üreticilere şu tavsiyede bulundu: “Fındığın fiyatı arz-talep dengesinin kesiştiği noktada oluşur. Bu yıl üretici kendi maliyetine göre karar versin. Kimseye ‘tutun’ ya da ‘satın’ demem. Herkesin ekonomik ihtiyacı, beklentisi farklı. Kimi kızını evlendirecek, kimi yatırım yapacak. Fındık speküle edilecek bir ürün değil. Üretici maliyetini hesaplayarak karar vermeli.”
Kadir Durak: Sadece fiyat konuşarak fındıkta sürdürülebilir başarı sağlanamaz
Fiyatın önemli olduğunu ancak tek başına yeterli olmadığını vurgulayan Durak Fındık Yönetim Kurulu Başkanı Kadir Durak, tarım arazilerinin bölünmesinden verimliliğe, makineli tarımdan doğrudan gelir desteğine kadar pek çok yapısal soruna dikkat çekti.
“Verimi konuşmalıyız, sadece fiyatı değil”
Durak, üretici ve sanayicinin uzun süredir beklediği fiyatın açıklandığını belirterek, “Bizim artık fiyatı değil, verimi ve maliyetleri konuşmamız gerekiyor. 90 kilo olan dönüm başı ortalama verimi 200-250 kiloya çıkarmalıyız. Bu mümkün. Doğru budama, gübreleme ve toprak tahliliyle verim artırılabilir,” dedi.
“Fiyatlar yükseliyor ama üretici yine de memnun değil”
Durak, “2001 yılında taban fiyat 1 dolardı. Bugün 5 dolar seviyesine geldi ama üretici yine de memnun değil. Çünkü verim düşük, maliyetler yüksek. Bu sorunlar çözülmeden fiyat artışı tek başına yeterli olmaz,” diyerek sürdürülebilir bir tarım için yapısal reform çağrısı yaptı.
“Makineli tarım Karadeniz’de de mümkün”
Makineli tarımın Doğu Karadeniz'de zor olduğu yönündeki algının değişmesi gerektiğini belirten Durak, “Eğimli arazilerde bile makineli tarım yapılabilir. Bahçelerin temizlenmesi, ara yolların açılması ve üfleme sistemleriyle bu mümkün. İş gücü maliyetleri hızla artıyor; bu nedenle makineleşme kaçınılmaz,” dedi.
“Fiyat artışı rakip ülkeleri de motive ediyor”
Sanayicinin bu fiyatlarla bir süre daha rekabet edebileceğini ifade eden Durak, “Ancak bu seviyedeki fiyatlar Şili, Azerbaycan, Gürcistan ve ABD gibi alternatif üretici ülkeleri daha fazla üretim yapmaya teşvik eder. Oralarda makineleşme var, verim yüksek, maliyet düşük. Biz ise kendi rakiplerimizi yaratıyoruz,” uyarısında bulundu.
“Doğrudan gelir desteği güncellenmeli”
Destekleme politikalarına da değinen Durak, “15 yıl önce çiftçiye verilen doğrudan gelir desteği TL bazında hâlâ aynı seviyede. Bu sürdürülebilir değil. Üreticiyi gerçekten motive edecek şekilde bu desteklerin artırılması gerekiyor,” dedi.
“Çiftçiyi memnun etmenin yolu verimden geçer”
Fındıkta gerçek memnuniyetin fiyatla değil, verim ve maliyet odaklı dönüşümle sağlanabileceğini vurgulayan Durak, “Biz sadece fiyat konuşmaya devam edersek, hiçbir fiyat çiftçiyi tatmin etmeyecek. Yapmamız gereken verimliliği artırmak, maliyetleri düşürmek ve sektörü geleceğe hazırlamak,” diye konuştu.
Yüksel Göl: Fiyatı üretici belirleyecek
Koray Fındık Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Göl, “Devlet birinci adımı attı, artık süreci üretici belirleyecek” dedi.
Göl, açıklanan fiyatın üreticinin beklentisinin altında kaldığını ancak arzın düşük olduğu bu sezonda fiyatın oluşabilmesi için devletin müdahale etmek zorunda olduğunu söyledi:
“Geçtiğimiz yıl taban fiyat 130 TL'ydi. Bu yıl yaklaşık %50 artışla 195-200 TL bandında fiyat verildi. Devletimiz, piyasayı düzenlemek için bu taban fiyatı vermek zorundaydı.”
Yüksel Göl, yüksek kesimlerde fındık olmadığını, 0-400 metre arasında ise ürünün üretici tarafından kontrollü bir şekilde pazara indirilmesi halinde fiyatın yukarı yönlü hareket edebileceğini belirtti: “400 metrenin üzerinde fındık yok denecek kadar az. Elinde ürün olan üretici artık belirleyici olacak. TMO’nun verdiği fiyatın altına düşmemek üreticinin elinde. Pazara azar azar, ihtiyacı kadar ürün indirilirse fındık 10 dolara kadar çıkabilir.”
“Psikolojik sınır aşıldı, 5 dolar taban oluştu”
Göl, devletin bu yıl açıkladığı fiyatla birlikte “4 dolar” psikolojisinin kırıldığını ve fındığın uluslararası piyasalarda değerinin artık 5 dolar seviyesine oturduğunu söyledi:
“Geçmiş yıllarda fındık 3,5-4 dolar bandındaydı. Devletimiz bu yıl 5 dolarlık bir değer belirledi. Bu, psikolojik sınırın aşılması açısından önemli.”
“Fiyatlar Ekim Ayına Kalmadan Yükselir”
Yeni sezon için piyasadaki arzın zayıf olduğunu vurgulayan Göl, Eylül ortasına kadar fındığın büyük oranda pazara ineceğini ve Ekim ayına kalmadan fiyatların yükseleceğini öngördü:
“Harmanlar 15 günde kalkar, arkası yok bu fındığın. Ocak ayına bile kalmadan piyasada ürün sıkıntısı yaşanır. Bu yüzden de Temmuz’un altında ürün bulunamayacak.”
Son olarak üreticiye çağrıda bulunan Yüksel Göl, TMO’nun taban fiyatla görevini yerine getirdiğini, artık üreticinin kendi maliyetine göre hareket etmesi gerektiğini söyledi:
“Devlet görevini yaptı. Şimdi üreticiye düşen görev, fındığını bilinçli şekilde pazara indirmek ve piyasa dengesini elinde tutmaktır. Üretici sabırlı davranırsa bu sezon fındık çok daha iyi değerlenecektir.”
“Piyasa yukarı yönlü hareket edecek”
Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği Fındık ve Fındık Mamulleri Sektör Komitesi Başkan Yardımcısı Sebahattin Arslantürk, “Bu yılki rekolte durumunu da dikkate aldığımızda, TMO’nun açıkladığı fiyat piyasa koşullarıyla paralel. Zaten TMO’dan önce piyasa 200 lira seviyesinden sezonu açmıştı. Bu da bize TMO’nun fiyatının gerçek anlamda bir taban oluşturduğunu gösteriyor” dedi.
Üreticilerin ürünü kontrollü şekilde pazara indirmesi gerektiğini vurgulayan Arslantürk, “Eğer üretici ürününü acele etmeden, ihtiyaç duyduğu kadarıyla piyasaya sunarsa, fiyatlar yukarı yönlü seyrini sürdürecektir. Bu sezon üretici açısından olumlu bir sezon olabilir” ifadelerini kullandı.
TMO’nun piyasadan fındık alıp alamayacağı konusunda da değerlendirmede bulunan Arslantürk, “Bu rekolteyle TMO’nun piyasada ürün alabileceğini düşünmüyorum. Zaten ürün az. TMO fiyatı açıkladı ama alıcı olabilecek bir ürün arzı söz konusu değil. Piyasanın yönünü üretici belirleyecek” dedi.
“3 milyar doların üzerinde ihracat geliri bekleniyor”
İhracatçı ve sanayici açısından sezonun nasıl geçeceğine dair de konuşan Arslantürk, finansman konusunda büyük bir sıkıntı beklemediğini dile getirdi. “İhracatçılar döviz bazlı krediye daha kolay erişiyorlar. Bu nedenle TL maliyetleri onları çok fazla zorlamıyor” dedi. Arslantürk ayrıca bu sezon fındık ihracatında miktar değil ama gelir açısından tarihi bir rekorun kırılacağını söyledi: “Tüm zamanların en yüksek ihracat gelirine ulaşacağız. 3 milyar doların üzerinde bir ihracat geliri bekliyoruz.”
“Piyasa 25 Ağustos’tan itibaren şekillenir”
Piyasanın tam anlamıyla oturmasının ne zaman gerçekleşeceğine yönelik soruya da yanıt veren Arslantürk, “25 Ağustos’tan itibaren piyasa oturur. Çünkü şu anda hasat yeni başladı. Kurutma, harmanlama ve pazara iniş derken, ağustos sonunda fiyatlar ve ticaret tam anlamıyla rayına girer” diye konuştu.
Özer Akbaşlı: Fındık fiyatı kısa sürede 250 lirayı görebilir
Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (TMO) uzun süredir beklenen fındık alım fiyatını 200 TL olarak açıklamasının ardından, sektörün önemli isimlerinden Giresunlu iş insanı ve fındık üreticisi Özer Akbaşlı açıklamada bulundu. Akbaşlı, açıklanan fiyatın yerinde olduğunu ancak üretici açısından yetersiz kaldığını söyledi.
"Beklentimiz 250 liraydı"
Geçen yıla göre %50 artışla belirlenen 200 TL’lik fiyatı değerlendiren Akbaşlı, “Müdahale alım fiyatı olarak 200 TL yerinde bir fiyat. Diğer tarım ürünleriyle kıyaslandığında memnun edici de diyebiliriz. Ancak tarımda yaşanan yüksek enflasyon ve çiftçinin artan maliyetleri göz önüne alındığında, bizim beklentimiz 250 TL’ydi. Bu seviyenin altındaki satış üreticiyi memnun etmez” dedi.
"Fiyatlar serbest piyasada yükselecek"
Serbest piyasada halihazırda 190 TL civarında işlem yapıldığını hatırlatan Akbaşlı, “TMO’nun açıkladığı fiyatın kısa sürede geçileceğine inanıyorum. Çünkü yeterli rekolte yok. Tarım Bakanlığı 449 bin ton, ihracatçılar 601 bin ton rekolte açıkladı. Ortalama 500 bin ton diyebiliriz. Oysa Türkiye’nin yıllık 750 bin ton fındığa ihtiyacı var. 250 bin tonluk ciddi bir açık var. Bu arz açığı fiyatları yukarı taşıyacak” ifadelerini kullandı.
"Fiyat üreticinin elinde şekillenecek"
Bu yıl üreticinin avantajlı olduğunu söyleyen Akbaşlı, “Bahçelerde 10 çuval fındık bekleyen 5-6 çuval buldu. Arzın sınırlı olduğu bu sezonda, üretici eğer pazara arzı kontrollü şekilde yaparsa, fiyat 220-230 hatta 250 TL’ye kadar yükselebilir. Özellikle gurbetçi üreticilerimiz fındığı pazara bir anda indirmezse, piyasayı yukarı taşıyacak olan bu fırsatı iyi değerlendirmiş olurlar” dedi.
"Uluslararası piyasada değer bazında rekor gelebilir"
İhracat açısından da değerlendirmelerde bulunan Akbaşlı, “Bu yıl uluslararası piyasa bir miktar daha az alım yapabilir. Belki miktar bazında düşüş olur ama fiyat bazında rekor gelir. Türkiye ilk defa sıfır stokla sezona giriyor. Bu da önemli bir avantaj. Düşük miktarla, yüksek gelir hedeflenebilir” şeklinde konuştu.