MARUF BUZCUGİL/ANKARA
Türkiye’nin makinecilerinin ortak vizyonla sektörün geleceğine yön vermek hedefiyle buluşacağı Makine Zirvesi 2025’de, küresel gelişmeler masaya yatırılacak. Zirvede Çin’in sektörel hakimiyeti ve yapay zekanın getirdiği yeni rekabet unsurları “Yeni Gelecek – Rakip Siz misiniz?” mottosuyla ele alınacak.
EKONOMİ Gazetesi Ankara Temsilciliğini ziyaret eden Türkiye Makine Federasyonu (MAKFED) Genel Sekreteri Zühtü Bakır, 26 Kasım’daki zirve öncesinde ele alınacak konularla ilgili bilgiler verdi. Zühtü Bakır, “Bu yılki zirve, dünya genelinde hızla değişen siyasi ve ekonomik dengelerin yanı sıra, teknolojik dönüşümlerin sanayi üzerindeki etkilerini kapsamlı biçimde ele alacak” dedi. Bakır, zirvede ele alınacak makine sektöründeki küresel rekabet durumunu şöyle anlattı: “ABD ve AB küresel etkisini sürdürürken, Çin, Hindistan ve Rusya bölgesel ve küresel güç olarak öne çıkıyor. Çok kutuplu dünyada NATO yeniden merkezi bir rol üstleniyor ve savunma sanayileri sanayileşme hedefi olan ülkeler için fırsatlar yaratıyor. Batı merkezli finansal kurumlara yönelik eleştiriler artarken, ticaret kısıtlamaları ve gümrük vergileri tedarik zincirlerini yeniden şekillendiriyor.” MAKFED Genel Sekreteri Bakır, zirvenin önemli konuları arasında yer alan “Çin etkisi”ni şöyle anlattı: “Çin’in yükselen rekabet gücü, makine ve otomotiv gibi özellikle orta–yüksek teknoloji sektörlerinde Türkiye’yi hem iç pazarda hem de ihracatta etkiliyor. Türk makine sektörü, Avrupa ve ABD pazarlarında güçlü bir konum yakalasa da Çin’in düşük maliyetli üretimi iç pazarda rekabeti artırıyor ve stratejik konumlanmayı zorunlu kılıyor.”
Yapay zeka Türkiye’nin yüksek katma değerli üretimini artıracak
Bakır, artık küresel rekabetin ana unsurları arasında yer alan yapay zeka ile ilgili olarak şunları söyledi: “Yapay zeka ve dijitalleşme, makine sektöründe rekabet koşullarını hızla dönüştürüyor. Artan enerji ve iş gücü maliyetleri, verimliliği kritik bir unsur yapıyor. Yapay zeka destekli otomasyon üretimde hız, esneklik ve düşük hata oranı sağlarken, bakım ve kalite kontrol süreçlerinde önemli iyileşmeler sunuyor. Küresel rekabetin yoğunlaştığı günümüzde yapay zeka, Türkiye için stratejik bir fırsat alanı oluşturuyor. Bu teknolojilerin benimsenmesi, Türkiye’nin yüksek katma değerli üretime geçişini hızlandırabilir ve büyük ölçekli üretici ülkelere karşı rekabet gücünü artırabilir görülüyor.
Türkiye makine sektörünün göz kamaştırıcı performansı
Türkiye makine sektörü son 20 yılda dikkat çekici bir başarı hikâyesi yazdı. 2001–2023 döneminde dünya makine ticareti 3 kat büyürken, Türkiye’nin makine ihracatı 16 kat artarak yaklaşık 30 milyar dolara ulaştı ve dünya ticaretindeki payını yüzde 1’in üzerine taşıdı. Makine ve elektrikli teçhizat kalemlerinin dünya ticaretindeki yüzde 29’luk payı, sektörün Türkiye ekonomisinin yapısal dönüşümündeki stratejik rolünü güçlendiriyor. 2019’dan itibaren makine ve teçhizat yatırımları 18 çeyrek boyunca aralıksız büyüme gösterdi; 2016– 2023 döneminde makine sanayi üretimi yüzde78 arttı. Pandemi ve iç pazardaki büyüme odaklı politikalar bu performansı destekledi.
AVRUPA’DAKİ DURGUNLUK VE DEĞERLİ TL SEKTÖRÜ ZORLUYOR
Zühtü Bakır, sektörün sıkıntılarını ve mevcut durumu şöyle anlattı: “2024 yılında uygulanan sıkı para politikaları, Avrupa’daki ekonomik durgunluk ve değerli TL politikası ihracatın rekabet gücünü sınırladı. Çin’den yapılan ithalat ise iç pazarda baskı yarattı. Buna rağmen ihracat, 2023 seviyelerini koruyarak sektörün dayanıklılığını gösterdi. 2025 için benzer bir performans beklense de bu durağanlık sektörün kan kaybının sürebileceğine işaret ediyor. On ikinci Kalkınma Planı ve 2030 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi, yüksek katma değerli üretim, dijital dönüşüm ve küresel entegrasyon hedefleri doğrultusunda sektöre yol haritası sunuyor. Bu hedeflerin başarıya ulaşması, sektörün yeni küresel düzene uyum sağlayacak yetkinlikleri kazanmasına bağlı.”