ESRA ÖZARFAT/BURSA
Türkiye yaş meyve sebze sektörü, 2025'in ilk yarısını iklimsel ve ekonomik açıdan zorlu bir süreçle geride bıraktı.
Yaşanan don olayları, yüksek enflasyon ve düşük döviz kuru gibi etkenler üretimden ihracata tüm zinciri baskı altında bırakmış durumda. Bu tablo içinde ihracatçıların güçlü bir performans sergilediğini vurgulayan Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği (UYMSİB) Başkanı Prof. Dr. Senih Yazgan, finansman sorununun sektördeki en büyük engellerden biri haline geldiğini söyledi. Yazgan, “Yaş meyve sebze sektörü doğası gereği sezonluk çalışır ve hızlı nakit döngüsüne ihtiyaç duyar. Ancak günümüzde üretim yapmak, ürünleri hasat edip pazara sunmak ve dış piyasaya zamanında ulaşmak ciddi finansman gerektiriyor. Sektörümüz için düşük faizli, uzun vadeli ve ihracatçıya özel kredi paketleri artık ertelenemez bir ihtiyaçtır” dedi. Sektörün, iklimsel risklerin yanı sıra enflasyonist baskı ve döviz kuru politikalarının yarattığı belirsizliklerle mücadele ettiğini söyleyen Prof. Dr. Yazgan, “İhracatçılar, hem tedarikçilerini hem çalışanlarını ayakta tutmaya çalışıyor. Ancak nakit akışı bu kadar dengesizken bu sürdürülebilir değil. Finansman maliyetleri ihracatçının omzunda en ağır yüklerden biri haline geldi. Bankacılık sisteminde ihracatçılara özel, üretim döngüsünü destekleyen kredi paketleri bir an önce hayata geçirilmeli.” diye konuştu.
Almanya ilk sırada, zeytin ihracatı zirvede
2025 yılının ilk yarısında 67,9 milyon dolar ihracat gerçekleştirdiklerini açıklayan Yazgan, Almanya’nın 27,1 milyon dolarlık pay ile en büyük pazar olmaya devam ettiğini belirtti. Siyah zeytin, domates, biber ve kiraz-vişne öne çıkan ürün grupları arasında yer aldı. Siyah zeytin ihracatı yüzde 10,2 artışla 26,3 milyon dolara ulaşırken, Almanya, Hollanda ve Rusya en büyük alıcılar oldu. Finansmana erişimin yanı sıra ihracatta yeni pazarların önünü açacak adımların da kritik önem taşıdığını vurgulayan Yazgan, Avrupa Birliği ülkelerindeki payı artırmanın yanında, Uzak Doğu ve Ortadoğu pazarlarına açılımın da öncelikli hedefler arasında yer aldığını söyledi. Özellikle Uzak Doğu’da tarımsal ihracatın önünü tıkayan karantina protokollerinin güncellenmesi gerektiğini ifade etti. Yazgan, ihracat potansiyelinin artırılması için Ar-Ge yatırımları, gıda güvenliği önlemleri, ticaret heyetleri ve tanıtım faaliyetlerinin yanı sıra, sektör içi iş birliğinin de artırılması gerektiğini dile getirdi. “Eğer ortak akıl ve eşgüdüm içinde hareket edersek, Türkiye’yi yaş meyve sebze ihracatında dünya liginde daha üst sıralara taşımak mümkün.” dedi.