MAHİR SOLMAZ/DİYARBAKIR
Diyarbakır Valiliği, Büyükşehir Belediyesi, Ticaret ve Sanayi Odası, Ticaret Borsası, Organize Sanayi Bölgesi Başkanlığı, Doğu Güneydoğu Sanayici ve İş İnsanları Dernekleri Federasyonu (DOGÜNSİFED) ve EKONOMİ gazetesi işbirliği ile Dicle Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi tarafından organize edilen “Uluslararası Ekonomi, Siyaset ve Yönetim Sempozyumu’nun ilk ayağı, “Yapay Zekâ Çağından Küresel ekonomik Güç Dengeleri” temasıyla Dicle Üniversitesi 15 Temmuz Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. İkinci ayağı ise “Diyarbakır Ekonomi Buluşmaları” adıyla, “Yapay Zekâ Çağında İşletmelerin Gelecek Stratejileri ve Riskler” temasıyla OSB Müdürlüğü M. Şirin Acar Kongre Merkezi'nde düzenlendi.

“Veriyi işleyebilen geleceğin gücünü de inşa ediyor”
Sempozyumun açılış konuşmasını İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Pelin Karatay Göğül yaptı. Göğül, “Yapay Zekâ Çağında Küresel Ekonomik Güç Dengeleri teması ile bu yıl sekizincisini düzenlediğimiz, 95 katılımcı ve 68 bildirinin yer aldığı sempozyumumuzda; geçtiğimiz yıllardan farklı olarak iş dünyası, sivil toplum liderleri ve şehrimizin yatırımcıları ile bir araya geleceğimiz, ‘Diyarbakır Ekonomi Buluşmaları’ özel oturumuna da yer verdik. Bu anlamda bir ilki gerçekleştirmenin gururunu taşıyoruz ve üniversite-şehir buluşmasının önünü açacak her türlü etkinlikte Diyarbakır’ımızın hizmetinde olacağımızın da sözünü veriyoruz. Artık sermayenin yanına veri, emeğin yanına algoritma, kararın yanına öngörü eklenmektedir. Uluslararası rekabette klasik üstünlükler yerini teknolojik kapasiteye, inovasyona ve bilgi egemenliğine bırakmaktadır. Günümüzde veri, artık yeni petrol değil; ondan da öte, küresel egemenliğin yeni dili haline gelmiştir. Kim veriyi daha etkin işleyebiliyorsa, kim algoritmaları ekonomik stratejiye dönüştürebiliyorsa, geleceğin gücünü de o inşa etmektedir” diye konuştu.
PANELDE YAPAY ZEKÂDA RİSKLER VE FIRSATLAR KONUŞULDU
“Diyarbakır Ekonomi Buluşmaları”nda düzenlenen “Yapay Zekâ Çağında İşletmelerin Gelecek Stratejileri ve Riskler” panelinin moderatörlüğünü EKONOMİ Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ yaptı. Panel kapsamında Fayetteville State University’den Prof. Dr. Robert W. McGee, Bielefed University’den Prof. Dr. Hermann Jahnke ve EKONOMİ Gazetesi Yayın Kurulu Başkanı Dr. Şeref Oğuz konuştu.
“Her devrim teknolojik sıçrama ile başlar”
Daha sonra konuşan Dicle Üniversitesi Rektörü Kamuran Eronat, “Her devrim önce bir teknolojik sıçrama ile başlar; ardından ekonomi, üretim ve toplumsal yapı kendini yeniden kurar. Sanayi devrimleri bu sürecin ilk örnekleriydi. Bugün ise yapay zekâ sadece teknolojik bir yenilik değil; ekonomik gücün, verimliliğin ve rekabetin ana belirleyicisi hâline gelmiştir. Ülkeler arasındaki rekabet artık teknolojik kapasite, yapay zekâ altyapısı ve insan sermayesi üzerinden yürütülüyor. ABD, Çin ve Avrupa Birliği gibi aktörler arasındaki rekabet yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda veri işleme gücü ve teknolojik kapasite temelinde ilerlemektedir. Bu dönüşüm sürecinde Türkiye gibi genç, üretken ve girişimci nüfusa sahip ülkeler için önemli bir fırsat penceresi açılmıştır. Türkiye, rekabet ekonomisine dayalı bu yeni dönemde kendi teknolojisini üreten, algoritmalarını geliştiren bir ülke olmak zorundadır. Bunun yolu da üniversitelerden, yani bilimden geçmektedir” ifadelerini kullandı.
“Yapay zeka ile aynı seviyede kalmak çok zor”
Sempozyumda, açılış konuşmalarının ardından, EKONOMİ Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ’ın moderatörlüğünde “Yapay Zekâ Çağında Küresel Ekonomik Güç Dengeleri” konulu panele geçildi. Panelin ilk konuşmacısı Fayetteville State University’den Prof. Dr. Robert W. Mc- Gee oldu. Konuşmasında küresel ekonomik güç dengelerinde yapay zekânın yerine değinen Mc- Ge, şunları söyledi: “Yapay zekâ ile aynı seviyede kalmak sürekli güncel kalmak çok zor. Çünkü haberler iki-üç gün içerisinde çok hızlı değişebiliyor. Öncelikle olumlu yönlerinden bahsetmek istiyorum. Çünkü çok fazla olumlu yönleri var. Bana sorarsanız birçok insan işini yapay zekâdan ötürü kaybetti diye düşünülüyor ama bunun kısa süre için böyle olacağını düşünüyorum. Sanayi devrimi ile ortaya çıkan makinaların gelişmesiyle yine insanların işlerini kaybedeceği korkusu vardı. Ama aslında daha fazla iş imkânı sağladı bu makinaların gelişmesi. Kısa sürede olumsuz görünen bir olay olumluya dönüşmüş oldu ekonomi için.”
“Hem riskleri hem de fırsatları var”
Panelin ikinci konuşmacısı Bielefed University’den Prof. Dr. Rıza Öztürk, yapay zekâ çağında yeni ekonomik küresel düzende Avrupa’daki riskler başlıklı bir konuşma yaptı. Öztürk, “Bugün hem riskler hem de fırsatlar üzerine konuşacağız. Avrupa’da yerli şirketleri için, sanayi devriminden itibaren ilk defa ekonomi temellerinin artık değiştiğini görüyoruz. Yeni enerji kaynaklarının ve jeopolitik düzenlemelere göre yeni değişiklikler daha çok zekânın kendisi üzerinde, yapay zekâ şeklinde görebiliyoruz bugün. Yapay zekâ artık gelecekten beklediğimiz bir şey değil. Hali hazırda hayatımızın içinde bulunan bir güç. Bizim üretkenliğimizi yarışmacı ruhumuzu hatta ulusal güvenliğimizde etkileyen bir güç” dedi.
“Mevcut mesleklerin yüzde 50’si önümüzdeki 10 yılda olmayacak”
Sempozyumun “Diyarbakır Ekonomi Buluşmaları” temasıyla yapılan ikinci programının açılış konuşmasını da DOGÜNSİFED Başkanı Devrim Türk yaptı. Konuşmasında, küresel ekonomik sistemin artık tek kutuplu olamadığını, çok merkezli kırılgan bir yapıya dönüştüğünü söyleyen Türk, şöyle devam etti: “Dünyada ekonomi, teknolojik gelişmeler, yapay zekâ, yeşil dönüşüm, sanayi 4.0 ile hızlı bir değişim içinde. Ekonomi ve teknolojik alandaki gelişmeler ile değişimler o kadar büyük ki artık yıllık değişimler geçmiş yüzyıllara bedel olarak görülüyor. Bu da bu değişime ayak uyduranlarla uyduramayanlar arasındaki makası her geçen gün açıyor. Uzmanlara göre önümüzdeki bir kaç on yılda bugün var olan mesleklerin yüzde 50’si olmayacak. Ülkeler bu yarışta geç kalmamak ve avantajlı hale gelmek için; adil bir rekabet düzeni, özgür bir girişim ortamı ve insanların becerilerini 21. yüzyıl ekonomisine uygun bir şekilde geliştirecekleri bir eğitim sistemi için yarışıyor. Ekonomik üstünlüğü belirleyen şey artık bilgi gücüdür. Geldiğimiz aşamada, küresel ekonomik sistem artık tek kutuplu değil; çok merkezli, dinamik ve kırılgan bir yapıya dönüşmüştür. Bu yeni düzende başarı, yalnızca ekonomik büyüklüğe değil, aynı zamanda inovasyon, enerji bağımsızlığı ve hızlı karar alma yeteneğine bağlı olacaktır.”
“Her alanda iş yapış biçimlerimizi kökten değiştiriyor”
Diyarbakır OSB Başkanı Mustafa Fidan, yapay zekânın sadece teknoloji dünyasının bir konusu olmadığını belirterek, şunları söyledi: “Üretimden yönetime, pazarlamadan müşteri ilişkilerine kadar her alanda iş yapış biçimlerimizi kökten değiştiriyor. Özellikle üretim sektöründe, süreçleri hızlandıran, maliyetleri düşüren ve verimliliği artıran çözümlerle karşımıza çıkıyor. Büyük ölçekli şirketler bu teknolojilere daha kolay erişip üretim hattından satış süreçlerine kadar hızlı adımlar atabiliyor. Ancak KOBİ’ler için tablo biraz farklı. Yüksek yatırım maliyetleri ve nitelikli insan kaynağı ihtiyacı, bu dönüşüm sürecinde geride kalma riskini de beraberinde getiriyor. İşte bu noktada, bu tür buluşmaların önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Çünkü bilgi paylaşımı, işbirliği ve ortak akıl, bu dönüşümün en güçlü anahtarıdır.”
“Yapay zekâ kullananlar rakibimiz olacak”
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya, “Çok kısa zaman içerisinde yapay zekâ kullanan işletmeler rakibimiz olacak” dedi. Kaya, “Bu bizler için hiç bilmediğimiz büyük bir rakibin bizle karşı karşıya olması demek. Bu da bizim için büyük bir handikap. Gündemimizde olsun olmasın Türkiye’de yaşadığımız ekonomik sorunlar, güncel sorunlar ne kadar fazla olursa olsun bizim biran önce işletmelerimizi yeni nesil işletmeye dönüştürmek olmazsa olmazımızdır. Ekonomi önemli bir oyun değiştirici faktör. Maalesef biz ülke olarak halen bunun farkında değiliz. Özellikle ekonominin ülkeler arası ve toplumlar arası ilişkileri düzeltme konusunda etkin olduğunun farkında değiliz. Halen bazı güvenlik, beka gibi hayali sorunları ticaretimizin, ekonomimizin önüne koyup ekonominin belirlenmesinde bu korkularımızı daha çok öne çıkarıyoruz” dedi.