EKONOMİ/İZMİR
Türkiye, yelken tarihinde önemli bir dönüm noktasına hazırlanıyor. 100. yılı kutlanan dünyanın en prestijli açık deniz yelken yarışlarından Rolex Fastnet Race’e, ilk kez tamamı Türklerden oluşan ekiple, TUR yelken numarası ile katılım sağlanacak. Tamamen gönüllülük esasına dayalı bu girişim, Türkiye'nin yelken sporundaki yerini uluslararası arenada güçlendirmeyi hedefliyor.
26 Temmuz 2025’te, İngiltere'nin Cowes kentinden başlayacak yarışta, ilk kez Türk bayrağı bu ikonik rotada dalgalanacak. Fastnet Kayalığı’nı dönerek Fransa'nın Cherbourg kentinde sona erecek 695 deniz millik bu zorlu rota, yelken dünyasının en taktiksel ve sert deniz koşullarına sahip etaplarından biri olarak biliniyor.
Yarışa katılacak olan sekiz kişilik Türk ekibi, yelkeni hayatının merkezine koymuş, farklı mesleklerden gelen deneyimli denizcilerden oluşuyor. Tamamen gönüllülük esasıyla bir araya gelen ekip, şimdiye dek tüm hazırlık sürecini kendi olanaklarıyla yürüterek, hem dayanışmanın hem de tutkuyla yapılan sporun en ilham verici örneklerinden biri olarak öne çıkıyor.
Ekip lideri ve dümenci Yiğit Eroğlu, 2009 yılında kurucu ortağı olduğu Hedef Yelken Okulu ile Türkiye’de birçok bireysel ve kurumsal eğitimin yanı sıra, 2019’da düzenlenen ve Türkiye’nin en yüksek katılımlı yat yarışlarından biri olan Visa Bosphorus Regatta’nın organizasyonunda da rol üstlendi. 2017’den bu yana İngiltere’de yarışlara katılan Eroğlu, bu coğrafyanın zorlu denizlerini yakından tanıyor. Ayrıca Atlantik geçişi deneyimi, açık deniz yarışlarında strateji, tempo yönetimi ve meteorolojik okuma kabiliyeti kazandırdı.
Royal Ocean Racing Club (RORC) tarafından düzenlenen Rolex Fastnet Race, yelken dünyasının en zorlu etaplarından biri olarak biliniyor. Solent Boğazı’ndan başlayan rota, İngiliz Kanalı, Celtic Denizi ve İrlanda Denizi gibi farklı hava sistemlerine sahip alanlardan geçerek, yarışçılara çok yönlü taktiksel beceri gerektiriyor. 100 yıl boyunca yaşanan fırtınalar, kazalar ve hatta trajediler, bu yarışı yalnızca sportif bir etkinlik değil, doğa ile birebir mücadele edilen bir sınav haline getiriyor. Adına kitaplar yazılmış, makalelere konu olmuş bu yarış; aynı zamanda dünya yelkenciliğinde güvenlik standartlarını belirleyen dönüm noktalarından biri. Bugün geçerli olan birçok güvenlik protokolü, bu parkurda yaşanan olayların ardından şekillenmiş durumda.
Ekip adına, yüzyıllık yarışta ilk kez Türkiye’yi temsil etmenin büyük bir gurur kaynağı olduğunu dile getiren Yiğit Eroğlu: "Amacımız, genç yelkencilere ‘imkânsız yoktur’ duygusunu yaşatmak ve ülkemizi bu prestijli arenada hak ettiği yere taşımak. Şu anda tamamen kendi imkânlarımızla bu büyük hedefin peşindeyiz. Ancak inanıyoruz ki bu yolculuk, bizimle aynı vizyonu ve heyecanı paylaşan markalar ve kurumlarla çok daha güçlü bir hale gelebilir. Türk bayrağını bu tarihi sahnede en iyi şekilde temsil etmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Bu sadece bir spor mücadelesi değil; aynı zamanda inançla ve kararlılıkla yola çıkan Türk denizcilerinin uluslararası alandaki yerini sağlamlaştırma çabası.” dedi.