FİKRİ CİNOKUR/BURDUR
Burdur Ticaret Borsası ile Burdur Tarım ve Orman İl Müdürlüğü iş birliği ile düzenlenen "Tarla Günü" etkinliğinde geçen yıl deneme amaçlı ekilen kuraklığa dayanıklı yem şalgamı hasadı yapıldı.
Burdur’un Kemer ilçesinde 200 dekar alanda 40 üreticiye yüzde 100 hibe olarak dağıtılan Ot Tipi Yem Şalgamı hasadı gerçekleştirildi. Öte yandan da Türkiye’ye bu yıl ilk kez getirilen Sorgum Bicolar Monocot bitkisi için de 4 bölgede deneme tarlası oluşturuldu.
Burdur Ticaret Borsası Başkanı Ömer Faruk Gündüzalp, bir dekar tarlaya silajlık mısır ekiminde ortalama 500 ton su kullanıldığını belirterek, “Yem Şalgamı ve Sorgum Bicolar Monocot bitkilerinde su kullanımı neredeyse yok denecek kadar az seviyede. Mevsim yağışları normal seyrederse hiç sulama yapılmıyor. Yağışlar yetersiz olursa bir ya da iki sulama yeterli oluyor. Bu da önemli ölçüde su tasarrufu yapmamızı sağlıyor.” dedi.
Üreticilerin geleceğe dair bir seçim yapması gerektiğine dikkat çeken Gündüzalp, şunları kaydetti:
‘’Ya su kaynaklarımız tükenene kadar mısır ekip, sonrasında fakirliğimizi sırtlayıp bu toprakları terk edeceğiz. Ya da çocuklarımız için radikal adımlar atarak kuraklığa dayanıklı yem bitkilerine yöneleceğiz. Karar, bu toprakların sahibi olan sizlerin. Tarım ve hayvancılıktaki adımlarımız yalnızca bugünü değil, yarınlarımızı da yakından ilgilendiriyor. Tarımsal üretimdeki tercihlerimiz, yalnızca su kaynaklarımızın değil, bu topraklardaki yaşamımızın ve geleceğimizin kaderini belirliyor.’’
Bugün verilecek kararların çok önemli olduğuna vurgu yapan Gündüzalp, sözlerini şöyle sürdürdü:
‘’Çocuklarımıza verimli, umut dolu bir yaşam mı bırakacağız, yoksa çaresizliğin mirasını mı devredeceğiz sorusunun da yanıtını taşıyor. Bu nedenle özellikle yem bitkileri üretiminde artık yeni bir yol çizmek ve hep birlikte daha sorumlu bir üretim anlayışını benimsemek zorundayız. Ya su kaynaklarımız tükenene, bu topraklar yaşanmaz hale gelene kadar mısır ekmeye devam edeceğiz. Sonrasında ihmalkârlığımızı ve fakirliğimizi de sırtlayıp buralardan çekip gideceğiz. Ya da çocuklarımız için, onların bu bereketli topraklarda yaşayabilmeleri ve üretebilmeleri için radikal adımlar atarak, az su isteyen kuraklığa dayanıklı yem bitkilerine yöneleceğiz! Karar, bu toprakların sahibi olan bizlerin!”
Kuraklık nedeniyle yüzde 35 rekolte kaybı var
Geçen 2024 yılında yaşanan kuraklık nedeniyle anason, buğday, arpa ve şeker pancarında önemli ölçüde rekolte kaybı yaşandığını bildiren Gündüzalp, paylaşan Gündüzalp, “2024’te anason, buğday, arpa ve şeker pancarı gibi temel bitkisel ürünlerde kuraklık nedeniyle yüzde 35’e varan rekolte kayıpları yaşadık. Sadece bir yılda, aynı miktarda araziye ekilen şeker pancarında 80 bin ton; arpada 40 bin ton; buğdayda ise 30 bin tonun üzerinde kaybımız oldu” dedi.
Kaçak ve kontrolsüz sulama
Sulama amaçlı suyun azalmasına rağmen mısırda üretimin düşmediğine dikkat çeken Gündüzalp, geçen 2024’ün yaz aylarında bazı köylere içme suyu bile verilemezken, mısır üretiminin bir önceki yıla göre aynı seviyede olduğunu söyledi.
Hububat ve bakliyatta kuraklık nedeniyle rekolte kayıpları yaşanırken, silajlık mısır üretimin 2023’te olduğu gibi 2024’te de 520 bin ton civarında olduğunu anlatan Gündüzalp, sözlerini şöyle tamamladı:
‘’Kuraklık nedeniyle bazı köylere içme suyu bile verilemezken, bu kadar mısır hasadı alınması ancak kaçak ve kontrolsüz sulamayla mümkündür. Son 40 yılda yem bitkileri için kullanılan tarım arazisi yüzde 700 arttı. 1983’te yaklaşık 55 bin dekarda yem bitkisi üretimi yapılırken, 2024’te bu rakam 350 bin dekarlara ulaştı. Bu alanların büyük çoğunluğunu, yani yaklaşık yüzde 70’ini ise sadece silajlık mısır üretimimiz oluşturuyor. Bu üretim modeliyle devam edersek, tarımsal sulamayı bırakın, içecek su bile bulamaz hale geleceğiz.”