Güney Marmara Havzası’nın Türkiye’nin zenginlik merkezi olduğunu söyleyen Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Başkanı İbrahim Burkay, “Her yere aynı desteği vermek eşitlik olabilir ama adil değil. Güney Marmara’da mutlaka yüksek teknolojinin hakim olduğu farklı bir planlamayı hayata geçirmemiz gerekiyor” dedi. BTSO’nun kasım ayı meclis toplantısı Bursa Bussiness School’da gerçekleştirildi. BTSO öncülüğünde faaliyete başlayan tesisteki ilk meclis toplantısında gündem maddelerinin kabul edilmesinin ardından konuşan İbrahim Burkay, iş dünyasının pandemi sonrası oluşan avantajları bir yıl bile kullanamadığının altını çizdi. Burkay, “Çin aynı o geçmişteki vahşi pazar hâkimiyetini sağlama adına dünya ticaret örgütünün birçok kuralını ihlal ederek tekrar dünya pazarlarına geri dönmeye başlıyor. Talepteki daralma nedeniyle başında Türkiye’nin geldiği özellikle üretime ve ihracata dayalı büyüme modelini destekleyen ülkeler için sıkıntı yaşanıyor. Önümüzdeki süreçte Türkiye’yi güçlü kılacak, o yapısal değişikliği en önemli uygulama merkezlerinin başında da Bursa geliyor.
Yakın zamanda kalkınma ajansımız ile birlikte şehir fonunu hayata geçireceğiz. Üreten nüfusun mutlaka bu coğrafyada bir şekilde muhafaza edilmesi lazım. Bu da ancak ve yeniliğe yatırım yapacak yatırımcı profilini geliştirmek ile mümkün. Sadece yeni fikirleri, yeni oluşumları değil aynı zamanda da yatırımcı profilimizi de değiştirmek istiyoruz. Bursa’nın toplam 35 milyar dolarlık bir dış ticaret büyüklüğü var. Ülke olarak fakirlikten kurtulmak için çok çalışmak yeterli” diye konuştu.
“Güney Marmara, bu ülkenin zenginlik merkezi”
Her ülkenin bir zenginlik merkezleri olduğunu belirten İbrahim Burkay, “Güney Marmara Havzası da bu ülkenin zenginlik merkezi. O yüzden hem mekânsal planlamada hem de bu bölgelere yapılacak olan yeni destek politikalarında mutlaka farklılaştırılması lazım. Her yere aynı desteği vermek eşitlik olabilir belki ama adil değil. Ülkenin gelişimi için bizim mutlaka Güney Marmara Havzası'nı çok farklı değerlendirmemiz lazım. Güney Marmara’da mutlaka ve mutlaka özellikle yüksek teknolojinin hakim olduğu farklı bir planlamayı hayata geçirmemiz gerekiyor. Aksi takdirde önümüzdeki 50 yılda bu gücü devam ettiremeyiz” ifadelerini kullandı.