ESRA ÖZARFAT/BURSA
Bursa Gümrük Müşavirliği A.Ş. (BGM) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Özenalp, “Satın Alma Süreçlerine Erken Katılım Modeli”ni EKONOMİ Bursa Temsilcisi Ömer Faruk Çiftçi’ye anlattı.
Ahmet Özenalp, dış ticaret mevzuatının hızla değiştiği bir dönemde sanayi firmalarının satın alma süreçlerinin yeniden kurgulanması gerektiğini belirterek “Satın Alma Süreçlerine Erken Katılım Modeli”ni tanıttı. Özenalp, gümrük müşavirliğinin artık yalnızca beyanname aşamasında değil, satın alma kararının verildiği ilk andan itibaren devreye girmesi gereken stratejik bir uzmanlık olduğunu vurguladı.
Ahmet Özenalp, dış ticaret ortamındaki dönüşümün hızına dikkat çekerek, “Mevzuatın genişlemesi, 5607 kapsamındaki adli süreçlerin artması ve teknik düzenlemelerin neredeyse günlük değişmesi, satın alma kararını artık salt ticari bir konu olmaktan çıkarıyor. Bu nedenle satın alma süreçlerinin gümrük uzmanlığıyla birlikte yürütülmesi zorunluluk haline geldi” dedi. BGM’nin yaptığı analizlere göre satın alma aşamasında yapılacak gümrük kontrolü; yanlış GTİP belirlenmesi, uygunsuz menşe beyanı, anti-damping ve gözetim gibi ek mali yükler, teknik düzenlemelere uyumsuzluk ve hatalı teslim şekilleri gibi riskleri daha oluşmadan ortadan kaldırıyor. Özenalp, “Sipariş verilmeden önce yapılan analiz, firmayı sürpriz maliyetlerden, beklemelerden, sonradan kontrol cezalarından ve adli soruşturma riskinden koruyor” uyarısında bulundu. Uluslararası uygulamalara atıf yapan Özenalp, “Dünyada kabul edilen kural nettir: Gümrük uyumu satın alma talimatı verilmeden önce başlar. Bu da ancak gümrük danışmanının erken aşamada süreçlere dahil edilmesiyle mümkündür.” diye konuştu.
Yapıyı yönetilebilir hale getiriyor
Risklerin siparişten sonra değil, siparişten önce yönetilmesi gerektiğine vurgu yapan Özenalp, “Bizim modelimiz, riskleri satın alma aşamasında fark edilmeden önce tespit eden ve yönetilebilir hale getiren bir yapıya dayanıyor. Böylece tedarik süreci öngörülebilir hâle geliyor, denetimlerde avantaj sağlanıyor ve firmalar hukuki açıdan da daha güçlü bir zemine kavuşuyor” ifadesini kullandı. Özenalp, gümrük uzmanlığının satın alma süreçlerine dahil edilmesinin yalnızca gümrük işlemlerini değil tüm tedarik zincirini olumlu etkilediğini belirterek şunları söyledi: “Bu model; lojistik planlamadan sözleşme maddelerine, ödeme şekillerinden tedarikçi seçimine kadar tüm zinciri güçlendiriyor. Sonuçta işletmeler hem idari hem adli açıdan güvenlik, hem de operasyonel olarak maliyet avantajı elde ediyor.”
“Yeni yılda uygulamaya alıyoruz”
Modelin sağladığı kazanımlara da değinen Özenalp, yanlış GTİP seçiminin yüzde 50’ye varan ek vergiye, menşe hatalarının ise doğrudan adli süreçlere yol açabileceğini hatırlatarak şunları ekledi: “Anti-damping ve gözetim yükleri teklif aşamasında hesaplanmalı; DİİB/DİR gibi avantajlar doğru analiz edilmezse ciddi tasarruflar kaçıyor. DİİB/DİR fırsatları çoğu firmada gözden kaçıyor. Doğru analizle antidamping ve gözetim ilave Gümrük vergisinde yüzde 20 ila yüzde 60 arasında tasarruf sağlanabiliyor. CE, TAREKS ve teknik düzenleme hatalarından kaynaklı limanda beklemeleri ise ancak proaktif bir denetimle sıfırlayabilirsiniz. Teslim şeklinin yanlış seçilmesi de işletmeler için görünmeyen en büyük maliyet kalemlerinden biridir.” Modelin uygulama sürecine ilişkin bilgi veren Özenalp, hazırlıklarını tamamladıklarını açıkladı. Özenalp, “Süreçlere dahil olma modellerimizi yazılı hale getirdik. Endüstri mühendislerimizle birlikte ‘Satın Alma Süreçlerine Erken Katılım Modeli’ni 2026 itibarıyla uygulamaya alıyoruz. Hedefimiz, gümrük müşavirliğini satın alma kararının stratejik bir unsuru hâline getirmek. Bursa sanayisinin tüm paydaşlarını bu dönüşüme davet ediyoruz.” dedi.