EKONOMİ/DENİZLİ
Finans maliyetlerinin yüzde 50-60 düzeyinde olduğunu ve bu finansa ulaşabilenleri yakacak ve tüketecek bir yapıda olduğunu söyleyen Denizli Sanayici ve İş İnsanları Derneği (DESİAD) Başkanı Nuri Turgut, “Bugün yapılabilecek bazı küçük dokunuşlar zamanında yapılmazsa, yarın çok daha büyük maliyetli düzenlemeler kaçınılmaz olur. Yaşanacak sıkıntıları yine de çözmeye yetersiz kalır.” dedi.
Turgut, günübirlik yaklaşımlarla değil, 5 -10 ve 20 yıllık zaman dilimlerini içerecek şekilde, her sektörün analizinin yapılması, geleceği sıkıntılı sektörlere 5 yıllık değişim dönüşüm süresi verilmesi, teknoloji ve katma değer içeren sektörlere kapılar açılması gerektiğinin altını çizdi.
“Finansman maliyeti yakacak yapıda”
Enflasyonun ekonomik, sosyal, ahlaki ve kültürel yozlaşmanın, bozulmanın tetikleyicisi olduğunu dile getiren Turgut, “Buna göre sonuna kadar mücadele edilmesi gerekli. Yaklaşık 2 senedir devam eden, 19 Mart’ta kesintiye uğrayan ve tekrar toparlanmaya çalışılan bu mücadele sonucu, hasar almakla birlikte, düşüşe dair işaretler görülüyor, enflasyon bütün ağırlığını toplumun her kesiminde hissettiriyor. İş dünyası olarak zaten ulaşılması zor noktada duran finansman, bu maliyetlerle ulaşabileni yakacak, tüketecek bir yapıda.” dedi.
Tekstil gibi geleneksel sektörlerde sıfır hatta eksi maliyetlerle satış yapıldığına dikkat çeken Turgut, “Bankalar, verdikleri kredinin geri dönüşü için sektörün-firmanın karlılığına bakmaları gerekirken, yüzde 50-60 finans maliyeti sebebiyle, artık sadece borcun çevrilebilirliğine bakmaya başladılar. Enflasyonla mücadele edilirken reel sektörün yaşadığı sıkıntıları görmemiz gerekiyor. Hastayı tedavi ederken, organ yetmezliğinden kaybetme durumu ile karşı karşıyayız. Enflasyonla mücadele kapsamında sıkı para politikası, faiz politikaları kısa vadede enflasyonu geri çekebilir ama geriye dönüp baktığımızda üretemeyen, ezilmiş ve kapanmaya doğru giden firmalar, çok daha büyük problemleri beraberinde getirecek. İş dünyası olağan üstü bir çaba ile direnmekte ve mücadelesine devam ediyor. Yüksek faizin yanında yüksek enflasyon, yüksek maliyet, iç ve dış pazarda daralma, krediye erişimde sıkıntı, düşük ve rekabette perişan eden döviz kuru, jeopolitik riskler, kaynayan kazana dönmüş bir dünya, yarına ilişkin belirsizlikler içerisinde hala üretmeye ve satmaya çabalayan iş dünyası bu mücadelesinde yalnız bırakılmamalı.” ifadelerini kullandı.
Dünya ile rekabette mağdur olmamak için, üretebilmek ve satabilmek için öncelikle acil olan finansmana ulaşımın ve bunun maliyetinin kabul edilebilir hale gelmesi gerektiğinin altını çizen Turgut, ihracatçıya çok net ve kesin kurallar dahilinde destek sağlanmasının, sanayi istihdamında yaşanan kaybın önüne geçilmesi, sosyal barışın korunabilmesi için elzem olduğunu sözlerine ekledi.