ESRA ÖZARFAT/BURSA
Ardeniz Holding’in yatırımıyla Uludağ’ın ikinci gelişim bölgesinde açılan Ceylan Splend’or Uludağ, Autograph Collection, 13 bin metrekarelik alana kurulu, 85 oda kapasitesiyle misafirlerini ağırlamaya başladı. Yaklaşık 30 milyon dolarlık yatırım bedeliyle hayata geçirilen otel, Marriott International standartlarında aktif güvenlik sistemleriyle yılın 4 mevsimi bir dağ oteli olarak hizmet veriyor. Bölgenin turizm ekonomisine güçlü bir katkı sunması beklenen otel, 150’den fazla kişiye istihdam yaratırken; wellbeing, gastronomi, sanat ve spor alanlarında sunduğu yatırımlarla Uludağ’ı yılın her döneminde cazibe merkezi haline getirmeyi hedefliyor. Otelin ana restoranın yanı sıra Dağbaşı Grill, L’oven Cafe & Bistro, Base Camp, Sushi Corner ve Whiskey Bar & Cigar Lounge gibi birbirinden farklı mutfaklarla gastronomi çeşitliliği sunuyor. Ayrıca kayak pistleri, Basecamp kar plajı ve dört mevsim boyunca hizmet veren gelişmiş etkinlik alanlarıyla, yalnızca konaklama değil, bölgesel turizm gelirlerini artıracak çok yönlü bir deneyim ekonomisi yaratıyor. Sürdürülebilir tasarım anlayışını odağına alan otel, Bursa’daki kadınların el emeği ürünlerini değerlendirirken, projeye entegre ettiği dönüştürülmüş ve yerel üreticilerden sağlanan malzemelerle de tedarik zincirine ve yerel üreticilere fayda sağlıyor. Otelin çatısı altında kurulan Discover Uludağ platformu ise Uludağ Alan Başkanlığı’ndan alınan izinlerle resmi olarak bölgeye kazandırdığı 5 yürüyüş ve 3 bisiklet rotasının yanı sıra wellness programları, atölyeler ve gastronomi yatırımlarıyla Uludağ’ın turizm gelirlerini çeşitlendirmeyi hedefliyor.

“Projeye inandık ve hayata geçirdik”
Otelin açılışında konuşan Ardeniz Holding Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Ceylan, “Bursa’da yıllarca turizm ve hizmet sektöründe bulunduktan sonra Uludağ’da yatırım yapmaya karar verdim. Yurt dışındaki örneklerini uzun yıllar gezdim. Avrupa’da her yerde son derece kaliteli, doğayla uyumlu tesisler var. ‘Bizde niye olmasın?’ dedim. Uludağ’ın doğal güzelliklerini ve sahip olduğu büyük potansiyeli daha ileri taşıyacak yeni bir yaklaşımın zamanı düşündüm ve bu yolculuğa çıkmaya karar verdim. Üstelik bölgenin sadece üç aylık bir sezonla sınırlı kalması da sürdürülebilir değildi. Bu nedenle, dört mevsim açık, doğayla bütünleşen bir dağ oteli hayal ettim ve bu projeye o niyetle başladım. Bu proje, tüm zorluklarına rağmen, gerçekten inandığım bir iş oldu. Pek çok kişi ‘Bu dönemde böyle bir yatırım yapılır mı?’ diye sordu ama biz kararlıydık ve hayata geçirdik. Ekonomik koşullar nedeniyle bugün çok detaylı fizibilite yapmak bile güç ama artık yatırım tamamlandı. Şimdi işletme ve hizmet dönemine giriyoruz” dedi.