ESRA ÖZARFAT/BURSA
TÜRKPATENT verilerine göre, Bursa 2024 yılında 472 yerli patent başvurusu ile İstanbul, Ankara ve Kocaeli’nin ardından dördüncü sırada yer alırken; 247 patent tescili ile üçüncü sıraya yükseldi. Faydalı modelde ise 249 başvuru ve 295 tescil ile yine Türkiye üçüncüsü. Marka ve tasarım alanında da güçlü bir performans sergileyen şehirde; 7.434 marka başvurusu, 5.239 marka tescili, 4.876 tasarım başvurusu ve 4.295 tasarım tescili kayıtlara geçti. Ayrıca 137 Ar-Ge ve 32 tasarım merkezi aktif olarak faaliyet gösteriyor.
Bu verilere rağmen Bursa’nın sahip olduğu üretim gücü dikkate alındığında daha üst sıralarda olması gerektiğini belirten Erdem Kaya Patent ve Danışmanlık A.Ş. Genel Müdürü Erdem Kaya, sanayicinin artan maliyetler, belirsizlikler ve küresel rekabet karşısında önemli bir mücadele verdiğini vurguladı. Ancak bu tabloya rağmen Bursa’nın teknoloji geliştiren ve ticarileştiren bir ekosisteme dönüşme şansının hâlâ çok güçlü olduğunu belirtti.
“Katma değerli bir ekosisteme geçiş artık zorunluluk”
Kaya, patent ve faydalı model başvurularındaki artışın olumlu bir gelişme olduğunu belirterek, bu ivmenin sürdürülebilir olabilmesi için fikri mülkiyet bilincinin yaygınlaşması gerektiğini vurguladı. Bursa’nın geleneksel olarak güçlü olduğu otomotiv ve makine sektörlerindeki yetkinliğinin, medikal, biyoteknoloji ve savunma sanayii gibi yüksek katma değerli alanlara taşınmasının rekabet avantajını çeşitlendireceğini ifade etti. Kaya ayrıca, enerji verimliliği yüksek ve çevre dostu teknolojilerin artık bir tercih değil, zorunluluk haline geldiğine dikkat çekerek, bu alanlardaki yeniliklerin fikri mülkiyet haklarıyla korunmasının stratejik önem taşıdığını sözlerine ekledi.
“Rekabet değil, iş birliği”
Kaya, şirketlerin bu dönemde ayakta kalabilmesi ve küresel ölçekte rekabet edebilmesi için iş birliklerinin kilit rol oynadığını vurguladı.
“Artan maliyetler, Türkiye'nin üretim üssü olma avantajını giderek zayıflatıyor.” diyen Kaya, bu süreçten ancak rekabeti değil, iş birliğini önceleyen bir yaklaşımla çıkılabileceğini ifade etti. “Yani artık rekabet değil; ‘rekaberlik’ gerekiyor. Firma birleşmeleriyle daha güçlü markalar, daha büyük yapılar kurmalıyız. Katma değerli ürün ve hizmet üreten bir ekosisteme dönüşmeliyiz; bu artık bir tercih değil, zorunluluk. Bu yolun geri dönüşü yok.” değerlendirmesinde bulundu.
Kaya, üniversite-sanayi iş birliklerinin artırılması, uluslararası patent başvurularının teşvik edilmesi ve Ar-Ge desteklerinin daha etkin ve sonuç odaklı kullanılması gerektiğine dikkat çekerek, “Her şeye rağmen ilerlemeye devam etmeliyiz. Bu darboğazdan dönüşerek, güçlenerek çıkmamız mümkün.” dedi.