ESRA ÖZARFAT/BURSA
Bursa’nın ilk alışveriş merkezlerinden biri olan ve yılbaşında faaliyetlerine son veren CarrefourSA AVM arazisinde yaşanan gelişmeler, yüzlerce yatırımcıyı mağdur etti. 100 bin metrekarelik alan üzerine kurulu AVM'nin mülkiyeti, Bainbridge Gayrimenkul üzerinden Katılımevim Tasarruf Finansman A.Ş.’ye geçerken, proje etrafında şekillenen anlaşmazlıklar yargıya taşındı. Bainbridge hisselerinin yüzde 70’inin Katılımevim’e devriyle birlikte, geçmişte Bainbridge’in tek hissedarı olan Atış Yapı'nın hâkimiyeti sona erdi. Bu gelişmenin ardından Katılımevim liderliğinde kurulan ve Atış Yapı’nın da dahil olduğu bir konsorsiyum, AVM arazisinde karma kullanım projesi geliştirileceğini duyurmuştu.
Ancak, Ocak 2025’te AVM’nin yıkımına başlanmasının ardından yaklaşık bir yıl boyunca sahada ön satışlar yapan Atış Yapı’nın konkordato talebi 16 Haziran’da kabul edildi. Bunun üzerine Katılımevim, Bursa Nilüfer’deki eski Carrefoursa AVM arazisinde hayata geçirilmesi planlanan büyük gayrimenkul projesiyle ilgili Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yaptığı açıklamada, Atış Yapı ile arasında herhangi bir ortaklık veya taahhüt ilişkisi bulunmadığını resmen duyurarak, satış ofisindeki tabela ve çalışanların şantiyeden uzaklaştırıldığını açıkladı. Bu gelişmenin ardından proje, Turyapı Grup, Miem Yapı ve Pusula Group ortaklığında yeniden yapılandırıldı. Yeni ortaklar arasında bir "Niyet Mektubu" imzalanarak proje yoluna bu yapıyla devam etme kararı alındı. Öte yandan Carrefour arazisindeki yıkım ve iksa ruhsatlarının Atış Yapı adına devam ettiği öğrenildi.
Mağdur sayısı 200’ü, ödenen tutar 2 milyar lirayı aşıyor
Atış Yapı’nın projelerinden konut ve iş yeri satın alan çok sayıda vatandaş da konkordato sürecinden olumsuz etkilendi. Hukuki belirsizlik ve firmalar arası sorumluluk tartışmaları arasında sıkışmış durumda kalan mağdurlar, yaşadıkları sorunları EKONOMİ Gazetesi Bursa Temsilciliği’ne de taşıdı. Carrefour AVM arazisinde yer alması planlanan projeye güvenerek Atış Yapı’ya ödeme yapan yatırımcı sayısının 200’ü aştığı, bu sayının yurt dışı ve şehir dışındaki yatırımcılarla birlikte 500’e kadar ulaşabileceği belirtiliyor. Şu ana kadar Atış Yapı’ya toplamda 2 milyar TL’yi aşan ödeme yapıldığı; bu ödemelerin bir kısmının nakit olarak elden, altın veya araç olarak doğrudan, bazılarının ise senetle gerçekleştiği ifade ediliyor. Resmi bir sözleşme yapılmadan sadece firmanın geçmiş projelerine duyulan güvenle ödeme yapan yatırımcılar, şimdi büyük bir belirsizlikle karşı karşıya kaldıklarını ifade ediyor. Yatırımcıların avukatı, Atış Yapı hakkında “nitelikli dolandırıcılık” ve “güveni kötüye kullanma” suçlarından savcılığa başvuruda bulundu.
Ayrıca, borsada işlem gören Katılımevim hakkında da Sermaye Piyasası Kurulu suçları kapsamında suç duyurusu yapıldı. Bu süreçte, Atış Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Atış ve ailesine yurt dışına çıkış yasağı getirildiği öğrenildi. Öte yandan yatırımcılarla görüşme gerçekleştirdiği iddia edilen Ahmet Atış’ın, mağdur olan kişilere 2027 yılından itibaren yasal faiziyle birlikte ödeme yapılacağını söylediği öne sürüldü. Ancak bu sözlü beyan, yatırımcılar açısından yeterli güveni sağlamış değil. Mağdur yatırımcılar, Carrefour projesindeki haklarının tanınması için bir araya gelerek bir platform oluşturdu. KAP açıklamalarının yanıltıcı olduğunu belirten yatırımcılar, haklarını yasal yollardan arama yoluna gidiyor.
Konsorsiyum satışları kabul etmedi
Katılımevim ve Turyapı, Atış Yapı’nın yaptığı satışları tanımadıklarını ve bu satışlardan haberdar dahi olmadıklarını yatırımcılara gönderilen ihtarnamelerle beyan etti. Noter kanalıyla 17 Temmuz 2025 tarihli yapılan ihtarname cevabında, Katılımevim’in bağlı bulunduğu Bainbridge Gayrimenkul’ün sadece hasılat paylaşımı sözleşmesiyle arsa sahibi olarak yer aldığı, projenin detayları ve akıbetine dair bilgi verme yükümlülüğünün bulunmadığı belirtildi. Açıklamada, “Projeye dair satış sözleşmelerinin tarafı değiliz, Atış Yapı ile hiçbir ortaklık ya da yetkilendirme ilişkimiz yoktur” denildi. Açıklamada, ilgili projenin henüz ruhsatlandırılmadığı, imar işlemlerinin tamamlanmadığı ve bu nedenle resmî bir satışın başlamasının hukuken mümkün olmadığı ifade edildi.
Ayrıca Atış Yapı’nın projeyle ilgili kendi inisiyatifiyle işlem yaptığı, bu durumun Katılımevim veya Bainbridge tarafından onaylanmadığı vurgulandı. Şirketin satışlara dair herhangi bir reklam, tanıtım ya da duyuru faaliyeti yürütmediği; söz konusu işlemler için yasal ve ticari sorumluluk taşımadığı belirtilerek, yatırımcılara gönderilen satış sözleşmelerinin şirket bilgisi ve onayı dışında gerçekleştiği açıklandı. Açıklamanın sonunda, yatırımcıların yaşadığı mağduriyetle ilgili tüm taleplerin hukuken Katılımevim’e yöneltilmesinin dayanaksız olduğu ve şirketin bu konuda sorumluluk kabul etmeyeceği bildirildi. Bainbridge Gayrimenkul Ticaret A.Ş. de noter kanalıyla benzer bir cevap gönderdi.
Beton devi de konkordato istedi
Bursa’nın önde gelen inşaat şirketlerinden Atış Yapı’nın konkordato ilan etmesi, şehirde hem inşaat sektörünü hem de bireysel yatırımcıları derinden etkiledi. Gelişmeler yalnızca Atış Yapı’yla sınırlı kalmadı; firmaya bağlı projeler dururken, tedarik zincirindeki diğer şirketler de konkordato sürecine girmeye başladı. Hazır beton üretiminde önemli bir oyuncu olan ve 27 bölgede tesisi bulunan Teknik Beton Turizm İnşaat Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş., Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne başvurarak konkordato talebinde bulundu. Mahkeme, şirkete üç aylık geçici mühlet verdi.
Atış Yapı’dan Kayapa Projesiyle ilgili açıklama
Konkordato sürecine giren Bursa merkezli Atış Yapı, Nilüfer Kayapa’daki projeleriyle ilgili yeni bir duyuru yayımladı. Şirketin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, Smartev 1, Smartev 2 ve Smartev 3 projelerinde inşaat çalışmalarının yeniden başladığı belirtildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Paydaşlarımızın desteği ve ekiplerimizin yoğun çalışmalarıyla birlikte üç şantiyemizde de üretim planlı bir şekilde devam etmektedir. Önümüzdeki günlerde bu çalışmaların daha da hız kazanması hedeflenmektedir. Amacımız, tüm hak sahiplerini en kısa sürede konutlarına kavuşturmak ve projelerimizi sürdürülebilir bir yaklaşımla tamamlamaktır.”