FİKRİ CİNOKUR/ANTALYA
Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü (BATEM) tarafından geliştirilen ve tescillenerek dünya pazarındaki yerini alan Antalya portakal çeşitleri Vali Hulusi Şahin'in katılımıyla tanıtıldı.
BATEM Müdürü Doç. Dr. Abdullah Ünlü, enstitü tarafından kuruluşundan sonra kahve ve turunçgil yetiştirme teknikleri ile standart çeşitlerin belirlenmesi çalışmalarına başladığını anımsatarak, özellikle turunçgil alanında Türkiye tarım tarihine yön veren kurumlardan biri olduğunu söyledi.
BATEM’in yürüttüğü bilimsel çalışmalar sayesinde, Türkiye’nin 1960’lı yıllara kadar turunçgil ithal eden bir konumdayken, kısa sürede ihracatçı bir ülke haline geldiğini ifade eden Ünlü, şunları kaydetti:
‘’2024 yılında 1 milyon 639 bin ton narenciye ürünü ihraç ederek ülkemize 1,1 milyar Dolar kazandırılmıştır. Bugün Türkiye’de ticari olarak yetiştirilen birçok turunçgil çeşidi, 1930’lu yıllarda Enstitümüz aracılığıyla ülkemize kazandırılmış ve yapılan denemeler sonucunda yaygınlaştırılmıştır. Bugün ülkemizde yetiştirilen turunçgil çeşitlerinin yaklaşık yüzde 85’i BATEM tarafından tescil edilen çeşitlerden oluşmaktadır. Enstitümüz bugüne kadar 10 portakal, 17 mandarin, 6 limon, 6 altıntop ve diğer türlerle birlikte toplam 44 turunçgil çeşidini ülkemize kazandırmıştır.’’
"Antalya portakalları dünya markası olacak"
Bu çeşitlerin, Antalya başta olmak üzere Akdeniz Bölgesi’nin iklim ve toprak yapısına en uygun şekilde geliştirilmiş, verim, kalite ve pazarlanabilirlik açısından üreticileri büyük katkılar sağladığını belirten Ünlü, şöyle devam etti:
‘’Antalya portakalları denildiğinde akla gelen Finike Yerli, Alanya Dilimlisi ve Yafa 45-A gibi çeşitler sadece birer meyve değil, aynı zamanda bu toprakların emeğini, bilgisini ve tarihini temsil etmektedir. Bunun yanı sıra Enstitümüzde seleksiyon çalışmalarıyla geliştirilen ve 2011 yılında tescil edilen BATEM Fatihi, BATEM Şekeri ve BATEM Baharı çeşitleri; erkencilik, yüksek verim ve kalite özellikleriyle Antalya portakalına yeni bir vizyon kazandırmıştır. Turunçgil üretimi, sadece tarımsal bir faaliyet değil, aynı zamanda kırsal kalkınmanın, istihdamın ve ihracat gelirlerinin temel taşlarından biridir. BATEM olarak misyonumuz, üreticimizin yanında olmak, bilimsel bilgiyle sahayı buluşturmak ve Antalya’nın portakallarını dünya markası haline getirmektir. Antalya portakalının kalitesini, çeşit zenginliğini ve ekonomik değerini kamuoyuna güçlü bir şekilde anlatmayı hedeflemektedir.’’
Antalya Tarım İl Müdürü Fırat Erkal da, 2024’de Antalya’da 99 bin ton Washington 2 bin 500 dekar yafa ve 27 bin dekar alanda da diğer portakal çeşitleri olmak üzere toplam 128 bin dekar alanda portakal yetiştiriciliği yapıldığını belirtti. Erkal, ‘’Bu üretim ile Antalya Türkiye birincisi olup 1,6 milyon ton olan ülke portakal üretiminin yüzde 29’unu karşılamaktadır. Antalya’da ağaç başına verim Türkiye ortalamasının üzerinde olup ağaç başına 137 kg ile üretimdeki başarının temel göstergesidir’’ dedi
"Finike Portakalı AB’den tescil bekliyor"
Antalya Vali Hulusi Şahin ise Antalya'nın iklimiyle narenciye üretimi için uygun bir il olduğuna dikkat çekti. Vali Şahin, şunları kaydetti:
‘’BATEM ile beraber portakal başta olmak üzere narenciye bölgenin ana tarımsal üretimi, ana gelir ve geçim kaynağı haline geldi. Antalya'nın sembolü portakal oldu, şehrimizi portakalla tanıtıyoruz. Bunlar, emekle bilimle araştırmayla alın teriyle oluyor. Mühendislerin, teknikerlerin omuzlarında büyüyen sektör sayesinde Türkiye'nin, dünyanın en önemli narenciye üreticisi ülkelerinden biri oldu. Finike Portakalı Avrupa Birliği coğrafi işaret tescil süreci devam ediyor. İnşallah onu da alacağız, bunu başaracağız.’’
"Tarım milli güvenlik meselesidir"
Tarım sektörünün ülkenin milli güvenlik meselesi olduğunua dikkat çeken Vali Şahin, sözlerini şöyle tamamladı:
‘’Antalya'da ne üretirseniz en iyisi ortaya çıkıyor. Ürünlerimiz o kadar değerli ki ciddi ihracat kalemine de ulaşıyor. Antalya, hem miktar hem kalite itibarıyla dünyanın en önemli üretim merkezlerinden biri. Türkiye'yi besliyor, üstüne ciddi ihracat da yapıyor. Antalya turizm şehri ama aynı zamanda tarım şehri. Tarım, gelir adaletini sağlıyor, yani geliri tabana yayıyor. Her eve bir tarladan, bahçeden gelir giriyor. Bu da bölge insanın ekonomisini büyük oranda güçlendiriyor. Tarım stratejik bir ürün, milli güvenlik meselesidir. Paranızla dahi alamazsınız, pandemide bunu gördük. O yüzden tarımı korumak, kollamak geliştirmek çok önemli."