Ekonomi gazetesi 3. Yılını kutluyor. Kökleri çok derinde bir emek hikayesi…
Gazetenin ve emeğin içinde yer almak, büyük ustalarla birlikte aynı havayı solumak, benim için de ayrı bir gurur kaynağı…
Gazetemizin kuruluş aşamasında Bölge koordinatörümüz Ömer Faruk Çiftçi, telefonla aradı ve şu teklifi yaptı:
-Eskişehir Bölge temsilcimiz olur musun?
Şaşırmıştım…
Sonuçta ekonomi gazeteciliği benim gözümde başka bir mecraydı! Ekonomi denince aklımda kalan sıkıcı grafikler, borsa, döviz, faiz haberleri…
Daha sonra birlikte İstanbul’un yolunu tuttuk. Hakan Güldağ ve Vahap Munyar ile kısa bir görüşme yaptım.
Medya dünyamızda tek kalan “gazeteci patron” Hakan Güldağ, ne yapmam gerektiğini anlattı:
-Sahayı gez, sahayı dinle, sahayı yaz…
Vahap abinin sözü:
-Haber kutsal, yorum hürdür!
Elbette en önemlisi Ekonomi’nin gazetecilerin gazetesi olması sloganıydı
Daha önce tanıdığım ve birlikte çalıştığım Rüştü Bozkurt hocam ve Mustafa Kemal Çolak ile sohbet ettim, fikir aldım ve Eskişehir’i anlatmak için yola çıktım…
Eskişehi’i yazıp, Eskişehir’i anlatmaya çalıştık…
Kalkınma hikayeleri, girişimcilik başarıları, Eskişehir sanayisinin dinamikleri eksikliklerini anlatıp başkalarının da duymasını sağlamaya çalıştık. Reel sektörün kalbinden anlattık. Sanayici, çitçiyi, esnafı dinledik. Onların sesi olmaya çalıştık. Sadece anlatmakla sesi olmakla kalmadık, geleceği de birlikte düşünülmesinin yollarını açtık.
Bugün üçüncü yılı kutlarken gazetemizin asıl gücü teknolojiden, hızdan, grafiklerden değil, doğruyu yazabilmekten geliyor. Sahadan geliyor.
Son üç yılda neler olmadı ki…
Ülkemizde her sektör kendi çapında bir dayanıklılık sınavına girdi. İşte bu süreçte biz “kriz haberciliği” yerine ayakta kalmanın yollarını bulanları öne çıkarmaya gayret ettik.
Teknoloji, hız ve dijitalleşme medya için önemli. Ancak asıl olan medyanın güvenli olması…
Üç Yılın Özeti: Güven
Tek kelime ancak ağır bir yük!
3 yılın sonunda sahayı tanıyoruz, sahayı dinliyoruz, sahayı yazıyoruz…