Salı günü yılın üçüncü çeyreği itibariyle işgücü piyasasında yaşanan gelişmeleri öğrendik. Ekonomi programının başlangıcından bu yana bazı dönemler bir tarafa, işsizlik oranının genel eğilimi aşağıya doğru, daha geniş tanımlı işsizlik oranının (atıl işgücü oranı) eğilimi ise yukarıya doğru oldu. Öte yandan, işsizlik oranının aşağıya doğru eğilimi bu yılın son ikinci ve üçüncü çeyreklerinde durmuş gibi görünüyor. Üçüncü çeyrekte işsizlik oranı yüzde 8,5 düzeyinde. Üçüncü çeyrekte atıl işgücü oranı ise yüzde 39,2; çok yüksek.
Demek ki haftalık çalışma süresi kadar çalışacak iş bulamayanlar (ya da az çalışmayı tercih edenler; varsa) ve işsiz olduğu halde iş aramayan zira iş bulma ümidini kaybedip iş teklif edilirse çalışmaya hazır bulunanların sayısında çok fazla artış var. Bu gelişmeler grafikte gösteriliyor. Grafikte yer almayan başka önemli işgücü göstergeleri de var elbette. Biri istihdam oranı. Geleneksel olarak Türkiye’de istihdam oranı çok düşük: Yılın ikinci ve üçüncü çeyreğinde işgücünün ancak yüze 49’unu istihdam edebilmişiz. Diğeri işgücüne katılım oranı: O da çok düşük: yüzde 53,5.
İşgücü piyasasını değerlendirirken dikkate alınması gereken bir diğer unsur asgari ücret. Çalışanların yarısının asgari ücret aldığı, asgari ücretin altında ve biraz üzerinde çok sayıda çalışan olduğu ve asgari ücretin de açlık sınırının oldukça altında kaldığı bir ülkede yaşıyoruz.
Bu basit çerçeve bile Türkiye’nin en önemli ekonomik sorunlarından üçünü tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor. Birincisi, işgücü kaynağımızı yeteri kadar kullanamıyoruz: Hem işgücüne katılım oranı düşük hem de istihdam oranı. İkincisi, işsizlik oranı yüksek. Üçüncüsü, çalışanların önemli bir kısmı açlık sınırının aşağısında, yoksulluk sınırının ise çok altında gelir elde ediyor.
Bu sorunların üzerine gidip onları çözmedikçe, kişi başına gelir (GSYH) düzeyimiz yükseliyor diye gelişmiş ve mutlu insanların yaşadığı bir ülke olmamız mümkün görünmüyor. Mevcut üretim yapısı demek ki yüksek ücret vermeye müsait değil. Nasıl daha yüksek ücret veren bir ülke haline geleceğiz? Verimlilik ve teknoloji ile yakından ilgili. Bir çırpıda çözmek mümkün değil; zor iş.