Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Cumhurbaşkanı’na hakaret” gerekçesiyle hakkında siyasi yasak istenen davada, savunmasına başladı. 17-25 Aralık 2013 yolsuzluk soruşturmalarının ardından Kılıçdaroğlu'nun dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik kullandığı ifadeler nedeniyle açılan davada Kılıçdaroğlu’nun 11 yıl 8 aya kadar hapsi ve siyasi yasak isteniyor. Kılıçdaroğlu’na destek için CHP lideri Özgür Özel, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, 82 CHP milletvekili ve 11 büyükşehir belediye başkanı duruşmayı izlemek için adliyeye geldi. Ankara 57. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya kendisini savunmak için değil, işlenen suçları kayıtlara geçirmek, hesabını sormak ve tarihe not düşmek için geldiğini belirten Kılıçdaroğlu, bütün görevleri süresince çok büyük bütçeler yönettiğini belirterek, “10 binlerce memura amirlik yaptım. Ne beytül malın bir kuruşuna el uzattım, ne de bir kişiye müsaade ettim” dedi.
Kılıçdaroğlu savunmasında “Erdoğan ailesinin mal varlığı dolayısıyla dönemin ve şimdinin ABD başkanı Trump tarafından tehdit edildiğini ve Erdoğan'ın bu tehdide hemen boyun eğdiğini sadece biz değil bütün dünya biliyor. Egemen güçler tarafından teslim alınan bir devlet başkanı ülkesine hizmet edemez. Bu da tarihin önümüze koyduğu bir başka gerçektir. IŞİD terör örgütü ile petrol alışverişi yapan damadına ait TIR konvoyunun uydu görüntüleri ve ticaret yaptıkları belgelerde bir başka devlet tarafından kullanılarak tavizler alınıyor. Damadı üzerinden Putin'in, çocukları üzerinden Trump'ın, çeteleri yüzünden İsrail'in teslim aldığı bir Erdoğan ve ilk aşaması tamamlanmış bir B.O.P var karşımızda. Hiç kimse unutmasın ki; yolsuzluklarla, devleti soyanlara suskun kalanlar onurlarını kaybederler. Biz onurlu insanlarız. Yolsuzluklar karşısında suskun kalamayız. Beni en iyi devleti soyanlar tanır. Çünkü onlar beni susturmak için yedi sülalemi araştırdılar” diye konuştu.
Ekonomisi zayıflamış hatta çökmüş, sınırlarını koruyamayan, adalet sistemi tek adama bağlanmış, denetleme mekanizması yok edilmiş, şeffaflık ve hesap sorabilirliği olmayan, liyakat ve ehliyete göre değil, biat ve itaat edenlerin devlet kademelerine geldiği bir sistemin sürdürülebilir olmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, savunmasını şu sözlerle tamamladı: “Hatalarım, yok mu? Tabi ki var. Pişmanım, kurulan müesses nizamı ve ülkenin içine girdiği bu tehlikeyi daha iyi anlatamadım… Herkes bilsin ki, bu Aziz millete tarih önünde son vazifemi yerine getireceğim. Bu benim namus borcum ve son yürüyüşümdür. Herkes bilsin ki; 100 yıl sonra bir kere daha söylüyoruz, ne bu devleti ne de bu milleti 'Köhne Bizans'ın Yıldız Burcunda oturan baykuş' özentilerine bırakmayacağız. Ve buradan milyonlar adına sesleniyorum, Başta Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bütün kuvvacı kahramanlara selam olsun.”