BESTİ KARALAR-CANAN SAKARYA/ANKARA
AK Parti Ankara Milletvekili Bilgi ve İletişim Teknolojilerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Dr. Ömer İleri, teknolojinin dünya ve Türkiye’ye üzerindeki etkisini, yapay zekanın avantaj ve dezavantajlarını anlattı. EKONOMİ’ye açıklamalarda bunulan İleri, AK Parti olarak yapay zeka ve dijitalin siyasetine odaklandıklarını belirtirken, yapay zekanın devlet yapılarını ve uluslararası rekabeti etkileyeceğini bildirdi.
■ Dünyada çok hızlı bir dijital dönüşüm yaşanıyor, Türkiye’nin avantajları ve dezavantajları nelerdir, bundan sonraki yol haritası nasıl olmalı?
Teknolojide çok önemli bir dönüşüm sürecindeyiz. Bu dönüşüm sürecinin blok zincir olsun, yapay zeka olsun mutlaka ve mutlaka küresel düzene önemli etkileri olacağını da biliyoruz. Bence en önemli iki kırılma noktası yapay zeka ve blok zincir teknolojileri. Blok zincir aslında merkeziyetsiz dediğimiz bir yapı. Yani kişiler arasındaki, kurumlar arasındaki ticari süreçlerin takibi noktasında merkezi yapılara, bankalara, kredi veren kurumlara ihtiyaç kalmadan birebir iletişimle süreçlerin gidebileceğine dair bir vizyon ortaya koyabilecek platformlar kümesi. Yeni bir güven modeli.
“ÇOK ÖNEMLİ BİR DÖNÜŞÜMÜN ARİFESİNDEYİZ”
Bir diğer önemli konu yapay zeka konusu. Yapay zeka dönüşümünü elektriğin icadına benzeten akademisyenler dahi var. O kadar önemli bir dönüşüm. İnsanlık tarihinde ilk defa bir teknoloji insanın karar süreçlerini, düşünme süreçlerini destekler bir mahiyete kavuşmuş oluyor. Yapay zeka zihnimizle ilgili bir dönüşüm olduğu için çok önemli. Teknolojide bu dönüşüm hakikaten bireyi de dönüştürecek, toplumu da dönüştürecek, devletlerin yapısını da etkileyecek ve uluslararası düzeni, uluslararası ekonomiyi, uluslararası ticareti, uluslararası rekabeti de mutlaka ve mutlaka etkileyecek.
“HER AÇIDAN BAĞIMLI BİR EKOSİSTEMİ YÜZDE 80 YERLİLEŞTİRDİK”
■ Bu teknolojilerde yerliliğin de büyük önem taşıdığı biliniyor…
20 yıl gibi kısa bir sürede her açıdan bağımlı olan bir ekosistemi biz aldık Cumhurbaşkanımızın vizyonuyla, yüzde 80 oranında yerlileştirdik. Bununla da yetinmedik, daha önemli bir şey yaptık aslında. O biraz gözden kaçıyor. Biz sadece yurt dışında olan muadillerin yerlilerini yapmakla kalmadık, yeni kavramlar ortaya attık, bu çok değerli. Anadolu amfibi çıkarma gemisi kendi içinde dünyada bir ilk. İHA’ların ve Sİ- HA’ların iniş yaptığı bir platform olması. Her şeyiyle tasarım, çok önemli bir aşamadır. Yine KAAN uçağımızın ihracatı başladı. 5. nesil savaş uçağı. Uzaya gönderdiğimiz uydularımız, İMECE, Türksat iletişim uydularımız, gözlem uydularımız. Bunların hepsi gerçekten çok önemli atılımlar olarak kayda geçti. Tabii bu sadece detaylı bir planlama, iyi bir proje yönetimiyle de olmuyor. Yetmiyor bunlar. Ne gerekiyor? Asıl önemli olan siyasi irade.
■ Türkiye’nin dijital dünyadaki değişime ayak uydurmak için hangi düzenlemeleri yapması, hangi yasaları çıkarması, mevzuatında ne gibi düzenlemelere gitmesi gerekiyor?
Bu dijital alanlarda dünyanın neresine giderseniz gidin durum aynıdır, yasama süreci biraz zorlanır. Çünkü dijital alanlar, çok kompleks, çok hızlı değişen alanlar oluyor, aşırı dinamik oluyor ve yepyeni kavramlar ortaya çıkartıyorlar. Bakın mesela e-ticaret diyoruz, platform ekonomilerinden bahsediyoruz. Şimdi platform ekonomisi kavramı nispeten yeni bir kavram. Yani eskiden bir alıcı ve satıcı vardı. Şimdi platformlar var, bu yeni bir dinamik. Dolayısıyla yasama süreçleri bir yandan bu yeni gelişmeleri kavramlaştırmak zorunda kalıyor. Bir yandan da bu yeni kavramlarla uygun olan çerçeveler oluşturmaya çalışıyor. Gerçekten kolay bir şey değil bu. Dolayısıyla Amerika’sından tutun Avrupa’sına, İngiltere’sinden Japonya’sına kadar gerçekten bu zorlayıcı bir alandır. Ama Türkiye bu anlamda bence hızlı hareket eden adaptasyon kabiliyeti yüksek ülkelerden biri.
"DİJİTALİN SİYASETİ ÜZERİNE ODAKLANDIK"
■ AK Parti ne yapıyor bu dijital dünyada? Nasıl çalışmaları var?
Özellikle gençlerimizi Türkiye’nin teknolojik vizyonu hakkında bilgilendirdik. Bir diğer taraftan partimizin dijital altyapısının çıtasını epeyce yükselttik. Dijitalin siyaseti üzerine odaklandık. Bakın dijital siyaset demiyorum. Dijitalin siyaseti diyorum. Dijital siyaset daha çok işte sosyal medyayı etkin kullanmayı çağrıştırıyor. Dijitalin siyaseti ise teknolojiyi konuşmayı, siyasetçilerin teknolojiyi konuşması, siyasetçilerin teknolojik alanında pozisyon belirlemesini çağrıştırıyor. Özellikle yapay zeka alanında dünyada çok ciddi tartışmalar var farkındaysanız. Özellikle uluslararası örgütlerin, kuruluşların bu konuda bazı endişelerini beyan ettiğini gördük. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nden tutun önemli firmaların tepe yöneticilerinin bu konuda endişe beyan ettiğini gördük. Bizim, siyasetçinin yapay zekayla olan ilişkisi nasıl olmalı konusu var. Dijitalin siyaseti kapsamında biz diyoruz ki siyasetçi bir taraftan kullanmalı, etkin kullanmalı ama bir taraftan da doğru konumlanması noktasında bir mücadele vermeli.
"YAPAY ZEKAYI ÇALIŞIYORUZ"
Biz yapay zeka sürecinin toplumu nasıl etkileyeceğini, devleti nasıl etkileyeceğini, uluslararası sistemi nasıl etkileyeceğini çalışıyoruz. Özellikle son süreçlerde biz bütün sistemlerimizi yani siyasi teşkilat faaliyetlerimizi dijitalde yönetilebilecek hale getirdik. Bir siyasi süreç yönetimi platformu ‘adını verdiğimiz AK PartiM’ diyoruz biz kendi içimizde, devreye aldık.
"YAPAY ZEKANIN POZİTİF ETKİLERİ OLABİLECEĞİ GİBİ NEGATİF ETKİLERİ DE MUTLAKA OLACAKTIR"
Yapay zekanın nasıl geliştirildiği çok önemli. Pozitif etkileri olabileceği gibi negatif etkileri de mutlaka olabilir. Biz şunu şöyle bir kategorize ettik. Yani zaman içerisinde ‘yapay zekanın kapsamı genişledikçe iyi senaryolar ne olabilir, kötü senaryolar ne olabilir? noktasında. İlk aşamada biliyorsunuz operasyonel süreçler işte otomasyon, işi hızlandırma, verimlilik artışı odaklanıyoruz. Ama ilerleyen süreçte topluma yapısal etkilerde bulunmaya başlayabilir. İyi senaryo yeni meslek alanlarını oluşturabilir, insanların katma değerli işlere daha çok vakit ayırmalarını sağlayabilir. Kötü senaryo ise teknolojik iş, işsizlik oluşmasına neden olabilir. Bu tamamen bizim nasıl yönettiğimizle ilgili.
‘YAPAY ZEKAYI KULLANAN İNSANLAR KULLANMAYANLARIN YERİNİ ALACAK”
Bizim Parti olarak bakışımız şudur, onu da söyleyeyim. Yapay zekayı biz etkin bir şekilde kullanacağız. Çünkü şuna inanıyoruz. Yapay zeka insanın yerini almayacak. Ama yapay zekayı kullanan insanlar kullanmayanların yerini alacak. Yani yapay zekayı bizim siyasetimizde bir kuvvetlendirici unsur, destekleyici unsur, verimliliğimizi, hızımızı arttırıcı unsur olarak mutlaka konumlandıracağız. Ama siyaseti biz tabii ki insan odaklı, insan yoluyla ‘ruberu’ dediği Cumhurbaşkanımızın bu yolla yapacağız. İkinci prensibimiz biz Türkiye’nin yapay zeka alanında lider rollerden biri alması için gerekli vizyon çalışma yürütmemizin zaten stratejileri, yol haritaları var. Biz biraz daha bu işe vizyon noktasında yaklaşıyoruz siyaset olarak tabii ki. O noktadaki çalışmalarımızı da devam ettireceğiz.