MERVE YİĞİTCAN / İSTANBUL
Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Başkanı Engin Aksoy, basın mensuplarıyla bir araya gelerek Türkiye ve dünyadaki uluslararası doğrudan yatırımların 2024 görünümünü ve 2025 yılına ilişkin beklentileri paylaştı. İlk tahminlere göre küresel uluslararası doğrudan yatırımların (UDY) 2024’te 1,38 trilyon dolar olarak gerçekleştiğini söyleyen Aksoy, Türkiye’ye uluslararası doğrudan yatırımların ise geçen yılın tamamında yaklaşık 11 milyar dolar olarak açıklanmasının beklendiğini söyledi.
Türkiye’nin şu anda küresel UDY’den yüzde 0,8 pay aldığını, ancak bunu yüzde 1,5’e çıkarma hedeflerinin devam ettiğini dile getiren Aksoy, bu noktada birtakım yapısal reformlara, vergi düzenlemelerine ve teşvik mekanizmasının iyileştirilmesine ihtiyaç olduğunu belirtti. Küresel UDY piyasasından yüzde 1,5 pay alma hedefinin bugünün şartlarında yaklaşık 20 milyar dolara karşılık geldiğini hatırlatan Aksoy, “Tüm dünyada yeşil dönüşümle ilgili yenilenebilir enerji yatırımlarında önemli bir artış gözlemleniyor. Mesela Brezilya bu alanda son 10 yılda 120 milyar dolar UYD aldı. Ülkemize gelen UDY’de ise yenilenebilir enerjinin payı yüzde 8,5 civarında. Ülkemize gelen UDY kompozisyonu geleneksel yapısını koruyor. UDY çekme konusundaki rekabetçilik düzeyimize baktığımızda da ısrarla ifade ettiğimiz iki hususun belirleyici olmaya devam ettiğini görüyoruz. İstikrar ve öngörülebilirlik” ifadelerini kullandı.
Vergi ve teşvik mevzuatı geliştirilmeli
Dünya devletlerinin ticaret savaşları çerçevesinde gelişen korumacı yaklaşımlarının bir yansıması olarak çok güçlü teşvik mekanizmalarının hayata geçmesini beklediklerini vurgulayan Aksoy, şöyle devam etti: “Ekonomik programın başarıya ulaşma sürecinde bütçe imkanlarımız da güçlenirken rekabetçiliği güçlendiren bir vergi ve teşvik mevzuatı geliştirmemiz bu açıdan önem arz ediyor. Eşitlikçi, şeffaf ve odaklı bir teşvik sistemi ile ürünlerimizdeki teknoloji seviyemizi sürekli artırmak, yüksek katma değerli ürünlerle kalıcı rekabet üstünlüğü elde etmek verimliliğimizi sürekli artırmak durumundayız. Biz YASED olarak önümüzdeki dönemde rekabetçiliğin yanında küresel üretim ve ticaret akışlarına/trendlerine odaklanacağız. Uluslararası yatırımlar için en önemli istikamet vericinin küresel tedarik zincirlerindeki yeni yapılanmalar olduğunu düşünüyoruz. ABD, AB ve Çin başta olmak üzere tüm ticaret ortaklarımızla uzun soluklu ve stratejik iş birlikleri gerçekleştirmemiz gereken bir döneme giriyoruz. Bu çerçevede, ekonomik programdan taviz vermeden bizi rekabetçi kılacak temel parametrelere ulaşmayı hızlandırmak durumundayız.”
Ilımlı büyüme beklentisi
YASED’in 6 ayda bir gerçekleştirdiği ve üye şirketlerin CEO’larının katılımıyla düzenlenen PULSE Anketi’nin son verilerini de paylaşan Aksoy, şu bilgileri verdi: “Öncelikle, 2025 yılı için şirketlerimizin genel olarak ılımlı bir büyüme beklentisi içinde olduklarını görüyoruz. Döviz kurları ile ilgili kaygılar bir miktar azalsa da vergi yükü gibi konuların yatırımcıların gündemindeki ağırlığı artırıyor. Çoğu şirketimiz makroekonomik istikrarın sağlanması ve öngörülebilirliğin artması halinde yatırımcı güveninin artacağı ve Türkiye’ye 13,5 milyar dolarlık ek yatırım çekilebileceklerini ifade ediyorlar. Katılımcı şirketlerimizin yüzde 48’i önümüzdeki altı aylık dönemde büyümeye devam edeceklerini öngörüyor. Bu olumlu görüntü, ihracat gelirlerinden işgücü büyüklüğüne kadar birçok parametrede de kendini gösteriyor. 2025 yılında CEO’larımız Türkiye’nin küresel ekonomiden daha hızlı büyümeye devam etmesini bekliyor. Diğer yandan 2025 yılında 2024 yılına kıyasla Türkiye ekonomisi için biraz daha düşük büyüme oranları öngörülüyor. Ankete katılan şirketlerin CEO’larına, çeşitli firma dışı tehdit unsurlarının önümüzdeki 12 ay içinde Türkiye’deki faaliyetlerini nasıl etkileyeceği soruyoruz. Başlıca tehditler; katılımcıların yüzde 85’i tarafından belirtilen enflasyon ve yüzde 79’u tarafından belirtilen döviz kuru belirsizliği. Kayda değer bir değişim de idari ve vergi yüküne ilişkin endişelerin yüzde 50’den yüzde 60’a yükselmesi oldu. İdari ve vergi yüklerine ilişkin endişelerin yüzde 60 seviyesine ulaşması, bu alana temkinli yaklaşılması gerekliliğin ortaya koyuyor diyebiliriz.”
Türkiye’ye ilgi devam edecek
Yakın zamanda teşvik sisteminin güncellenmesi ile ilgili YOİKK çalışmasının tamamlanmasının beklendiğini de vurgulayan Aksoy, şöyle devam etti: “Anket sonuçları bize aynı zamanda, başta makroekonomik istikrar ve hukuki öngörülebilirliğin temini alanlarında gerçekleştirilecek reformların UDY için de gelişim ortamı sağlayacağını ve 2025 yılı için 13,5 milyar dolarlık yeni yatırım taahhüdünün alınabileceğini işaret ediyor. 2024’ün başındaki anketimizde öngörülen yatırım miktarı 18,6 milyar dolardı. Bugün bu değerin 13,5 milyar dolara gerilemesi Türkiye’nin cazibesindeki bir azalmadan ziyade küresel UDY iştahıyla da ilişkilendirilebilir. Nitekim ankette üyelerimizin yılın ikinci yarısında küresel portföylerinde Türkiye’nin ağırlığının yüzde 0,8 oranında artmasını beklediklerini görüyoruz. Bu bağlamda, küresel piyasa zorluklarına rağmen Türkiye’ye olan ilginin devam edeceği değerlendirilebilir.”
Yatırımcıya sürpriz yaşatmamak önemli
Türkiye’nin maliyette rekabetçi olmasının her zaman önem taşıdığını ancak artık rekabetçiliği sadece maliyet avantajı ile tanımlama dönemini kapatmak gerektiğini vurgulayan Engin Aksoy, “AB’nin bile raporlarında vurguladığı istikrar ve öngörülebilirlik kalkınmada, büyümede ve UDY çekmede hayati öneme sahip. Bu alandaki başarılı ülkelerin iyi yaptığı şey, yatırım ortamına yönelik mevzuat yaparken, sektörleri regüle ederken iş dünyası ile yakın istişare içinde hareket etmek. Yatırımcıya sürpriz yaşatmamak, düzenlemelerin hayata geçmesinde süre tanıyarak uyumlarını güçlendirmek ve kolaylaştırmak önemli” diye konuştu.