Tüm Turquality ve Döviz Kazandırıcı Faaliyetler Derneği (TDKF) Çırağan Sarayı'nda Marka Ekonomisi ve Döviz Kazandırıcı Faaliyetler Zirvesi düzenledi.
Burada konuşan TDKF Yönetim Kurulu Başkanı Kürşad Tüzmen, Türkiye'nin döviz problemiyle karşı karşıya kalan bir ülke olduğunu ve gelişmekte olan ülkelerin çoğunun aynı problemi yaşadığını söyledi.
Bunun nedeninin ortalama ihraç değerlerinin yaklaşık 1-1,5 dolar kilogram başı seviyesinde olduğunu belirten Tüzmen, "Amacımız, serbest bölgelerdeki üretim ile Turquality kapsamında desteklenen firmaların üretimlerinde olduğu gibi, ihracatımızın kilogram değerini 15-16 dolar seviyesine çıkarabilmek. Bu yönde adımlar atıyoruz ancak çalışmalarımız Turquality ve serbest bölgelerle sınırlı kalıyor. Hedefimiz, Türkiye genelinde ihracatın birim değerini daha da yukarı taşımak. Bu süreç, devlet ve özel sektörün birlikte oluşturduğu ortak bir platformla ilerliyor." ifadelerini kullandı.
Tüzmen, bir sivil toplum örgütü olarak bu sürece kendilerinin de katkı sağladıklarını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Üniversitelerde gençlerin startup faaliyetlerini destekliyor, onların ihracatçı olmalarına yardımcı oluyoruz. Aynı zamanda hem kamu hem de özel sektöre yol gösterici bir rol üstleniyoruz. Amacımız, Türkiye’nin ödemeler dengesini iyileştirmek ve petrol ile ithalat kalemlerine giden döviz kaybının çok daha fazlasını ülkeye kazandırmak. Bunun yolu ihracat ve turizm gelirlerinin artırılmasından geçiyor."
Faaliyetlerinin özellikle Türk firmalarının kilogram başı değerlerini hizmette, malda artırmak olduğunu belirten Tüzmen, "Dünya ticaretinin bazı tarifelerle, fonlarla, ambargolarla, yönlendirildiği ve zorlaştırıldığı bir dönemde Türkiye olarak yolumuzu nasıl daha iyi hale getireceğiz? Tehdit unsurlarını nasıl fırsat unsuru haline getireceğiz? Bu konuda çalışmalarımızı sürdürüyoruz." açıklamasında bulundu.
Tüzmen, Türkiye'nin daha sağlam bir ihracata ve döviz kazandırıcı faaliyetlere yönelmesine çalıştıklarını belirterek, "Markalaşan firmalar, dünya çapında marka olma yolunda gelişen firmalar kilogram başı değerlerini yükseltebiliyorlar. Bunun için tabii destek lazım. Yani devletin desteğiyle çok ciddi bir şekilde burada seçici olması lazım ve doğru firmaları desteklemesi lazım." diye konuştu.
"Ülkelerin ne kadar güçlü markaları varsa ekonomileri o kadar kuvvetli olur"
Dardanel Yönetim Kurulu Başkanı Niyazi Önen ise ülkelerin ne kadar güçlü markaları varsa ekonomilerinin o kadar kuvvetli olduğunun altını çizdi.
Firmaların da ne kadar güçlü markaları varsa onların da pazarda elinin güçlü olduğunu ifade eden Önen, "Markaların desteklenmesi için bu tür döviz kazandırıcı faaliyetler ve Turquality süreçleri çok önemli. Dolayısıyla biz bu işi son derece önemsiyoruz." dedi.
Dardanel olarak 45 yıldan beri markalara yatırım yaparak buraya geldiklerini aktaran Önen, "Şu anda 20 civarında markamız pazarlarda, sadece Türkiye'de değil ihracat yaptığımız 38 ülkede pazar payları elde ediyoruz. Onun için bu işte marka oluşturmak markaya destek son derece önemli." değerlendirmesinde bulundu.
Önen, markalaşmayı "bir marka hangi ürünle pazardaysa, o ürünün pazar payından pay almak" diye tanımlayarak, şunları kaydetti:
"Biz 9 kategoride üretim yapıyoruz ve bunların 7’sinde Dardanel markalarımızla lider durumdayız. Amacımız, tüm kategorilerimizde pazar lideri olmak. Marka oluşturmak zordur. Bu nedenle yeni markaları daha çok yeni kategorilerde görebiliyoruz. Geleneksel kategorilerde değil, yeni ürün çeşitlerinde yeni markalar ortaya çıkıyor. Ancak bir markaya yapılan yatırım, fabrika yatırımı gibi değildir, insanların zihnine, hafızasına, beğenisine hitap edersiniz. Zor bir iş ama bunu başarmak gerekir. Başarılmadığı takdirde olmaz."
(AA)