MERVE YİĞİTCAN
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ağustos ayına ilişkin ihracat rakamlarını Sakarya Sanayi ve Ticaret Odası (SATSO) ev sahipliğinde Sakarya’da açıkladı. Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın katılımıyla gerçekleşen toplantıda paylaşılan verilere göre, Türkiye’nin mal ihracatı ağustos ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 0,9 düşüşle 21 milyar 795 milyar dolar olarak gerçekleşti. Ağustos ayında parite katkısı 505 milyon dolar olmasına karşın, 26 sektörün 15’inde ihracat geriledi. Aynı ayda ithalat ise yüzde 3,9 oranında azalarak 25 milyar 963 milyon dolara indi. Dış ticaret hacmi de, geçen ay yüzde 2,5 oranında azalarak 47 milyar 758 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Geçen ay ihracatın ithalatı karşılama oranı 2,4 puan artarak yüzde 83,9 olarak gerçekleşti. Enerji verileri hariç tutulduğunda, ihracatın ithalatı karşılama oranı 1,9 puan artarak yüzde 97,1 oldu. Enerji ve altın verileri hariç tutulduğunda ise, ihracatın ithalatı karşılama oranı 3,2 puan artarak yüzde 101,8 olarak gerçekleşti. Ağustos ayında en fazla ihracat yapılan ilk 3 ülke sırasıyla; Almanya, ABD ve İngiltere olurken, en fazla ithalat yapılan ülkeler ise Çin, Rusya ve Almanya oldu. Geçen ay 26 sektörün 15’inin ihracatında düşüş yaşandı. İhracatını en çok artıran ilk 3 sektör sırasıyla savunma sanayi (%97,3), süs bitkileri ve mamulleri (%65), kimyevi maddeler ve mamulleri (%2,6); ihracatta en fazla kayıp yaşayan ilk 3 sektör ise mücevher (-%38,9) ve gemi, yat ve hizmetleri (-%10,8) olarak sıralandı.
‘Savunma’ doludizgin gitti
Yılın sekiz ayına ilişkin verilere bakıldığında, ocak-ağustos döneminde ihracat yüzde 4,3 oranında artarak 178 milyar 112 milyon dolar, ithalat da yüzde 5,6 oranında artarak 238 milyar 183 milyon dolar oldu. Ocak-ağustos döneminde dış ticaret açığı yüzde 9,6 oranında artarak 60,07 milyar doları görürken buna paralel olarak ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 74,78’e geriledi. Ocak-Ağustos 2025 döneminde en fazla ihracat yapılan ilk 3 ülke sırasıyla yine Almanya, ABD ve İngiltere olurken; ithalatta da sıra değişmeyerek Çin, Rusya ve Almanya şeklinde oldu. Yıllıklandırılmış dış ticaret verileri incelendiğinde ise, son 12 aylık ihracat yüzde 2,8 artışla 269,1 milyar dolara; ithalat da yüzde 4,8 artışla 356,6 milyar dolara ulaştı. Yılın 8 ayına sektörel bazda mercek tutulduğunda, ihracatını en çok artıran ilk 3 sektör sırasıyla savunma sanayi (%45), mücevher (%19,5) ile süs bitkileri ve mamulleri (14,1) olurken, ihracatta en fazla kayıp yaşayan sektörler sırasıyla zeytin ve zeytinyağı (-%37,2), yaş meyve ve sebze (-%6,8) ile hazır giyim (-%6,5) şeklinde sıralandı.
Bakan Bolat: Finansal şartlar iyileşecek
Toplantıda değerlendirmelerde bulunan Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Türkiye ekonomisinin makro göstergelerindeki olumlu gelişmelerin artarak devam ettiğini söylerken, Türkiye’nin ikinci çeyrekte güçlü büyüme performansı sergilediğini, yılsonunda da 1,5 trilyon dolarlık milli gelire sahip olacağını aktardı. Üçüncü çeyrekte ekonominin hızlanacağına işaret eden Bolat, şu ifadeleri kullandı: “Ekonomik büyüme cephesinde işler yukarı doğru olumlu bir şekilde gidiyor. Türkiye son 15 aydır kesintisiz bir şekilde her ay yıllıklandırılmış enflasyon oranında düşme kaydediyor. Yılsonunda inşallah 20’li rakamlar dediğimiz yüzde 30’un altında bir rakamı inşallah hep birlikte başaracağız”
“Düşüşün arkasında ‘tatil’ var”
Bakan Bolat, “Ağustos ayında mal ihracatımız sadece yüzde 0,9 azaldı. Bu da özellikle otomotiv fabrikalarının, dayanıklı tüketim fabrikalarının yıllık izinlerini ağustos ayında kullandırmaları, altın ve enerji ihracatımızdaki geçen yılın aynı ayına göre azalma nedeniyle makul bir rakam. İhracatta tablonun stabil olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bir de Temmuz ayında bir önceki ay tam 2,5 milyar dolar net aylık artış sağlamıştık. Bu da şunu gösteriyor, fabrikalar özellikle ağustos ayında bakım onarıma girmeden yıllık izinlerini kullandırmadan önce temmuz ayında bir önden yükleme yapıyor. Eylül, ekim ayında inşallah trend yine yukarı doğru devam edecek” şeklinde konuştu.
■ Mustafa Gültepe uyardı: Artık kaybedecek zamanımız kalmadı
İhracat rakamlarını değerlendiren TİM Başkanı Mustafa Gültepe, konuşmasında üretimi ve ihracatı önceleyen politikaların bir an önce devreye alınması gerektiğini vurguladı. Otomotiv ve kimya sektörleri ve paritenin katkısıyla temmuz ayında yüzde 11’lik bir ihracat artışı gerçekleştirdiklerini hatırlatan Gültepe, ağustosta ise arzu ettikleri ihracat hacmine ulaşamadıklarını belirtti. İhracatta son iki yılı sınırlı bir artışla kapattıklarını, bu yılın sekiz ayında da sadece yüzde 4,3 artıda olduklarını belirten Gültepe, şu ifadeleri kullandı: “Biz bu performansı elbette yeterli görmüyoruz. Çok daha fazlasını yapabilecek bir potansiyelimizin olduğunu biliyoruz. Ancak rekabetçilikle ilgili sorunlar hızımızı kesmeye devam ediyor. Enflasyonun düşürülmesini, tek hanelere indirilmesini hepimiz istiyoruz ama sanayi tarafını da unutmamak gerekiyor. Sanayici iki yıldır yüzde 45-50 faizle çalışarak bugünlere kadar geldi. Bu süreçte zayıflayan rekabetçiliğimizle birlikte pazar kayıpları yaşadık. Kapanan işletmeler, sayıları katlanan konkordato ilanları, istihdam kayıpları oldu. Artık kaybedecek zamanımız kalmadı. Üretimi ve ihracatı önceleyen politikaların bir an önce devreye alınması gerekiyor. Aksi takdirde kayıp daha da büyüyecek. Ağustos ayında 26 sektörden 15’inin ihracatta eksi yazmasını, 505 milyon dolarlık parite katkısına rağmen aylık ihracattaki düşüşü doğru okumalıyız.”
“REKABET ZORLUKLARI İHRACATIN İVMESİNİ TÖRPÜLÜYOR”
Türkiye ekonomisinin yüzde 4,8 büyümesinin sevindirici bir gelişme olduğunu söyleyen Gültepe, büyümenin bileşenlerine bakıldığında iç talebin öne çıktığını vurgulayarak, şöyle devam etti: “Hane halkı harcamaları ve yatırımlar büyümeye güçlü katkı sağlarken, ihracatın rolü sınırlı kaldı. Bu durum rekabetçilikte yaşadığımız zorlukların ihracatın ivmesini törpülediğini gösteriyor. Oysa sağlıklı ve kalıcı büyümenin üretim ve ihracatla gerçekleşebileceğini her platformda dile getiriyoruz. Her şeye rağmen büyümenin pozitif seyri umut verici. Önümüzdeki dönemde ihracatı yeniden büyümenin lokomotifi haline getirecek adımlarla, dengeli ve sürdürülebilir bir büyüme patikasına gireceğimize inanıyoruz.”