Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Mahmut Asmalı, bu yılın, dış ticaret, cari denge ve istihdam gelişmeleri bağlamında Orta Vadeli Program (OVP) hedeflerine uygun ve hatta birçok göstergede öngörüden de olumlu seyrettiğini belirterek, büyüme tarafında daha ılımlı ve enflasyon tarafında ise OVP hedefinin üzerinde bir seyir gördüklerini aktardı. Mevcut göstergelerin, parasal sıkılaşma politikasının, iç talebi arzulanan ölçüde sınırlayamadığını gösterdiğine işaret eden Asmalı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu çerçevede MÜSİAD olarak yüzde 44-45 bandındaki yıl sonu enflasyon beklentimizi koruduğumuzu yeniden ifade ediyoruz. Burada özellikle dikkat edilmesi gereken, enflasyonla mücadelenin maliyetinin toplumsal olarak daha adil bir şekilde dağıtılmasıdır. Mevcut politikalar ışığında dar ve orta gelirlilerin zorunlu harcamalarına yönelik talepleri baskılanırken, yüksek gelir grubunun talepleri güçlü kalmaya devam etmiştir. Böylece gelir dağılımı daha da bozulurken, bu durum tekrardan enflasyonu artırıcı bir etki oluşturmaktadır. Bu çerçevede Merkez Bankasından, 8 ay gibi uzun bir süre dayandığımız yüksek faize karşı artık aralık ayında faiz indirimi yapmasının, hepimizin ortak beklentisi olduğunu yineliyoruz. Yılın son ayında politika faizinde öngörülecek bir indirimin, firmalarımızın 2025 yılına ilişkin motivasyonunda olumlu bir etkisi olacağına inanıyoruz.”
“Aslolan cebimizdeki paranın değerini korumak”
Asgari ücret başta olmak üzere yeni yılda ücretlerde yapılacak artışların da iş gücü maliyetlerinde artışlara neden olacağını aktaran Asmalı, çalışanların onurlu bir şekilde geçimini sağlayacağı bir ücret seviyesi temin etmenin en önemli mesuliyetlerinden biri olduğunu dikkati çekti. Asmalı, son 5 aydır gerileyen yıllık enfl asyonu yeniden yukarı yönde tetikleyebilecek bir ücret artışı riskinin de göz önünde bulundurulması gerektiğini belirterek, “yüksek ücret artışı-yüksek enfl asyon” sarmalından çıkılması gerektiğine vurgu yaptı. Aslolanın enflasyonla mücadeledeki kararlı tavrı sürdürmek ve cepteki paranın değerini korumak olduğunu ifade eden Asmalı, “Bu noktada temel beklentimiz, işletmelerimizin bu süreçte desteklenmesi adına teşvik programlarının genişletilmesi ve ilave önlemler alınmasıdır” diye konuştu.
■ CDS’lerdeki düşüş sürecek
İş gücü piyasalarının yıllık değişimine bakıldığında 12 ay öncesine göre 1 milyon 31 bin kişilik istihdam artışı kaydedilmesinin dikkati çektiğini vurgulayan Asmalı, bütün bu gelişmelere mukabil, 2024’te uluslararası kamuoyu nezdinde de Türkiye ekonomisine yönelik algının hızlı bir şekilde normalleştiğini gördüklerini anlattı. Asmalı, 2022 Haziran’da 830 seviyesine kadar yükselen Türkiye’nin CDS risk primlerinin Aralık 2024 itibarıyla 250 puana kadar gerilediğini kaydederek, “Ekonomik gelişmeler ve genel beklenti iklimine paralel olarak, Türkiye’nin CDS primlerinde düşüşün önümüzdeki yıl da devam edeceğini tahmin ediyoruz” dedi.