Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) Başkanı Hasan Arslan ile Yönetim Kurulu ve İstişare Kurulu Üyeleri, İTO Başkanı Şekib Avdagiç’i ziyaret etti.
İTO'dan yapılan açıklamaya göre ziyarette konuşan Avdagiç, ekonomi yönetiminin yaklaşık iki yıldır yürüttüğü bir ekonomik politikası olduğunu belirterek, “Hepimizin paketle ilgili dönem dönem gündeme getirdiğimiz bazı eleştirileri biraz kenara koyarsak, makro konuda çok net bir uzlaşı var. O da enflasyonun hızlı, etkili ve kalıcı bir şekilde düşürülmesi gerekiyor. Bu yöndeki çabaları takdirle karşılıyoruz. Enflasyon mutlaka makul bir hızla, etkili bir şekilde ama dengeli bir şekilde ve de kalıcı bir şekilde düşürülmesini bekliyoruz. Bu konuda herkesin mutabakatı var. Ümit ediyoruz, bu senenin ikinci yarısıyla ilgili, bir miktar gecikmeyle de olsa, önümüzdeki dönem ilk yapılacak Para Politikası Kurulu toplantısından başlayarak tekrar kaldığımız yerden devam edebiliriz.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin üretim ve ihracat ayağına halel getirilmemesinin önemine işaret eden Şekib Avdagiç, “Bu sürecin bizi ilgilendiren tarafı bu. Tabii ki sosyal dengeler, Gini katsayısına varıncaya kadar gelir dağılımında daha makul bir noktaya gelmemiz beklentilerimiz arasında” diye konuştu.
Avdagiç, “Bizim İstanbul Ticaret Odası yönetimi olarak baktığımız açı şu. Türkiye'nin mutlaka 150 yıllık makus dış ticaret dengesi konusundan kurtulması lazım. Açık vererek yürümemizin mümkün olmadığını biliyor olmamız ve bütün politikalarımızı buna göre kurgulamamız lazım” değerlendirmesinde bulundu.
Avdagiç, şu anda yürütülen politikanın birçok boyutunun doğru, makul ve yapılması gereken bir süreç olduğunun altını çizerek, özellikle ihracat ekosistemindeki tüm firmaları daha fazla desteklemek gerektiğini belirtti. Avdagiç, “İhracat sadece ihracatçı firma değildir. İhracat bir ekosistemdir. Tepede bir ihracatçı firma vardır. Onun tedarikçileri vardır. Bu tedarikçilerin tedarikçileri vardır. Ve gittikçe bir büyük makro şirketten önce OBİ’lere, sonra KOBİ’lere, sonra mikro şirketlere giden aşağıya doğru büyük bir piramit var, silsile var. Dolayısıyla bu ekosistem geniş bir üretici kitlesini ilgilendiriyor.” dedi.
“Türkiye daha etkili bir şekilde ihracatı teşvik edecek bir süreci devreye almalı”
Avdagiç, döviz kuru seviyesinin ihracata etkisine ilişkin olarak, şunları söyledi: “İhracatı bu şekilde baskı altına aldığınız anda, ithalatı inanılmaz kolaylaştırmaya başlamış oluyorsunuz. Şu anda ithalat çok daha cazip hale geliyor. Biz bu filmi aslında 2004’lerde, 2005’lerde gördük. O zaman da döviz baskılandı, dolar 1,40’lardan 1,17’lere düştü. Faizler düşüktü ama o zaman hep ihracat artışını konuştuk. Bizim hiçbir zaman ihracatı ve ithalatı aynı anda görmeden bir karar vermememiz gerekiyor. Evet, o zaman ihracat arttı ama ithalat daha yüksek bir ivmeyle arttı. Dolayısıyla mutlaka ve mutlaka Türkiye'nin yine daha etkili bir şekilde ihracatı teşvik edecek bir süreci devreye alması lazım.”
“Ortak akılla bu sistemi daha efektif kullanmamız doğru olur”
Şekib Avdagiç, AB pazarının şu anda sıkışık olduğunu, Çin’in ABD pazarında yaşadığı kaotik durumdan dolayı birçok ülkeye ve Türkiye'ye daha sert politikayla bir süreç yürüttüğünü söyledi. Avdagiç, “Çin fiyat düşürüyor, vade veriyor. Çinli geliyor bazen 60 ay vadeli, TL bazında makina satıyor. Buna hangi üretici dayanabilir. Bu durumda hangi alıcı bankadan kredi alıp makina alır.” dedi.
Avdagiç, bir soru üzerine, Türkiye’de kayıt dışılığın bir realite olduğunu ve kayıt dışına karşı bir süreç yürütmenin normal olduğunu, ancak bunun kayıt içindeki mükellefi de rahatsız etmeden yürütülmesinin gerektiğini belirtti.
Şekib Avdagiç, şunları kaydetti: “Şimdi Kapalıçarşı’da adam diyor ki, ‘Başkanım 15 m2 dükkanım var. İki tane arkadaş geldi, oturuyor dükkana, hasılat tespiti yapıyor. Zaten müşteri içeride, onları görünce transit geçiyor dükkanı. Veya üçüncü kişinin oturacak yeri yok’. Yani kendi içinde de bir tutarlılık olması lazım. Evet, öz eleştiri yapalım. Yani gerçekten bazı sektörlerde, bazı müesseselerde, bazı süreçlerde kaçak yok mu, var. Devletin de Maliye’nin de görevi bunu önlemek. Burada belki bizlerle biraz daha yakın istişare içinde olunarak rasyonel netice getirecek, sonuç odaklı süreçlerin hayata geçmesinde tarafız. Burada bir sürecin sürekli ve etkili bir şekilde yürütülmesi gerektiğinin altını çiziyorum. Yani burada temel çerçeveyi asla terk etmememiz gerekiyor. Maliye’de elbette çok tecrübeli, birikimli bir yapı var. Ama ortak akılla bu sistemi daha efektif kullanmamız daha doğru olur.”
"Bir dönem daha aday olma konusunda bir konsensüs çıktı"
Avdagiç, İTO’nun gelecek yıl ekim ayında yapılması beklenen seçimlerine ilişkin aday olup olmayacağına yönelik bir soruya da “Hem bugüne kadar görev yapmakta olduğumuz hem de bu dönemde bizleri motive eden, destekleyen kendi camiamızla ve yollarımızın kesiştiği arkadaşlarla gerekli istişareleri yaptık. Ve bir dönem daha aday olma konusunda bir konsensüs çıktı.” yanıtını verdi.
Şekib Avdagiç, İTO’nun geleneklerine göre Yönetim Kurulu Başkanlığına yeniden aday olmanın kişisel bir karar olmadığını, iş dünyasının camia olarak bir araya gelerek yürüttüğü bir süreç olduğunu söyledi. Avdagiç, “Dolayısıyla camiamızda önde gelen, değer verdiğimiz insanlarla da istişarelerimizi yaptık. Ayrıca şu anda beraber görevi yaptığımız arkadaşlar var, görüşmelerimizi onlarla da yaptık. Ve inşallah 2026’nın Ekim-Kasım döneminde yapılması öngörülen İstanbul Ticaret Odası seçimlerinde tekrar arkadaşlarımızla beraber yola çıkmaya karar verdik.” açıklamasını yaptı.