MARUF BUZCUGİL - HÜSEYİN GÖKÇE/ANKARA
Genç Girişim ve Yönetişim Derneği (GGYD) Başkanı Nezih Allıoğlu ve Yönetim Kurulu Üyeleri EKONOMİ Ankara Temsilciliğini ziyaret ettiler. Ankara Temsilcisi Maruf Buzcugil ve Ankara Haber Müdürü Hüseyin Gökçe’nin sorularını cevaplandıran Nezih Allıoğlu, enflasyonun TÜİK’e göre yüzde 32, ENAG’a göre yüzde 60 seviyesinde olmasının hem yurttaşları hem de girişimcileri zorladığını söyledi. Beklentiler doğrultusunda 2026 yılında asgari ücrette yüzde 25 artışın planlandığını düşündüğünü kaydeden Allıoğlu, bu oranın özellikle dar gelirli kesimin kayıplarını telafi etmeye yetmeyeceğini bildirdi.
“Üretim göçü stratejik sektörlere sıçrayabilir”
Temel gıda, barınma ve enerji gibi zorunlu harcama kalemlerinin ortalama enflasyonun çok üzerinde arttığının altını çizen Allıoğlu, bu tablonun bir yandan satın alma gücünü eritirken, diğer yandan girişimcilerin maliyet hesapları, fiyatlandırma politikalarını ve yatırım planlarını belirsizlik içinde bıraktığını vurguladı. Allıoğlu mevcut ekonomik tablo ve enflasyon oranları göz ününde bulundurulduğunda, özellikle büyük şehirlerdeki yaşam maliyetleri de dikkate alındığında, insanca geçimin sağlanabilmesi için asgari ücretin 30 bin liranın üzerinde olması gerektiğini düşündüğünü anlattı. Allıoğlu buna karşılık belirlenecek asgari ücrete ilişkin tahminini ise 27 bin 500 lira olarak açıkladı.
Ucuz işgücü, vergi ve enerji teşvikleri ile uzun vadeli desteklerin; Mısır, Kosova gibi ülkeleri yatırım açısından cazip hale getirdiğinin altını çizen Nezih Allıoğlu, buna karşılık Türkiye’de artan maliyetler ve sık değişen mevzuatın getirdiği belirsizliğin firmaları adım adım yurt dışına yönlendirdiğini bildirdi.
Türkiye’nin otomotiv yatırımları yönünden önemli bir alternatif olarak masada durmakla birlikte, bunun sektöre yönelik risk olmadığı anlamına gelmediğini vurgulayan Allıoğlu, büyük firmalara cazip alternatiflerin sunulmaması halinde yatırım planlarının başka ülkelere kaymasının kaçınılmaz olacağını söyledi.
Allıoğlu, “Kısacası bugün yaşadığımız üretim göçü, doğru adımlar atılmazsa yarın otomotiv dâhil birçok stratejik sektöre yayılabilecek bir uyarı sinyali niteliğinde” değerlendirmesinde bulundu.
“Önce harca sonra destek verelim mantığı sermayeyi erişilemez hale getiriyor”
Reel sektörün yaşadığı finansman sorununa değinen Nezih Allıoğlu, çoğu girişimcinin yeterli teminatı olmadığı için bankalardan kredi kullanımının neredeyse imkansız hale geldiğini kaydetti. Bunun nakit akışını bozduğu gibi büyüme planlarını da ertelemek zorunda bıraktığını dile getiren Allıoğlu, KOSGEB gibi kurumların sunduğu desteklerinin “Önce harca sonra masrafın bir kısmını karşılayalım” mantığıyla işlemesinin, sermayesi kısıtlı işletmelerin finansa erişimini fi ilen imkansız hale getirdiğini belirtti. vOtomotiv sektöründe Ocak-Ekim döneminde yaşanan artışları da değerlendiren Nezih Allıoğlu, bunun arkasında otomobilin güçlü bir yatırım aracı olarak algılanmasının bulunduğunu bildirdi. Allıoğlu, insanların sınırlı birikimle artık gayrimenkul alma şansları kalmadığını söylerken, “Konut fi yatları ve peşinat oranları o kadar yükseldi ki, birçok kişi için ulaşılmaz durumda. Böyle olunca, birikimlerini korumak ve en azından enfl asyon karşısında tamamen erimesini engellemek için, bir miktar tasarruflarını bankadan çekecekleri krediyle birleştirip otomobil yenilemeye yöneliyorlar” değerlendirmesinde bulundu. Nezih Allıoğlu, “Kısacası, otomobil son dönemde yalnızca bir ihtiyaç değil, alternatiflerin daraldığı bir ortamda, orta sınıfın ulaşabildiği nadir yatırım ve değer saklama araçlarından biri haline gelmiş durumda” dedi.