BESTİ KARALAR/ANKARA
AK Parti’nin eylül ayı raporunda iç ve dış turizm değerlendirildi. Verilere göre tatilin, toplumun gözünde dinlenme veya kültürel deneyim değil, yüksek maliyetli, krediyle yapılan ve zaman baskısı içinde organize edilen bir aktivite halini aldığı aktarıldı. Raporda tatile çıkan vatandaş, sadece bir tüketici değil, borçlanan bir ekonomik aktör olarak tanımlandı.
Geçen yıllara oranla, bu yıl tatil yapma oranlarında düşüş olduğu saptandı ve seyahat başına harcama 2019’a göre 10 kat artarak 6.274 TL’ye yükseldi. Yapılan saha araştırmasına göre; 2025 yılında tatil yapabilenlerin oranının düşük seviyelerde kaldığı tespit edildi.
"Konaklama süreleri kısaldı"
TÜİK’in güncel iç turizm verileriyle karşılaştırıldığında, seyahate çıkan kişi oranının pandemi öncesi seviyelerin gerisinde kaldığı, ortalama konaklama sürelerinin ise kısaldığı ortaya çıktı.
Ankette çıkan sonuçlara göre veriler şöyle özetlendi:
■ Kamuoyunun büyük çoğunluğu için tatil, gün geçtikçe daha az erişilebilen bir imkan haline geldi.
■ 2025 yılı yaz aylarında toplumun yüzde 65.6’sı tatil yapamadı. Bu oran düşük gelir gruplarında daha arttı.
■ 2025 yılı yaz aylarında tatil yapanların oranı yüzde 34.4’te kaldı.
■ Aylık hane geliri 22 bin TL’nin altında olan bireylerde tatil yapmama oranı yüzde 81.3’e ulaştı.
Tatil harcamaları son beş yılda 10 kat arttı
■ Yüksek gelir grupları yurtdışı ve otel seçeneklerine yönlendirilirken, düşük gelir grupları tatil yapmamakta ya da günü birlik çözümlere başvurdu.
■ Bu tablo, ekonomik ve kültürel sermaye düzeyi düştükçe tatile erişimin de sistematik olarak azaldığını ortaya koydu.
■ Veriler, tatil yapanların önemli bir kısmının ise harcamalarını borçlanarak finanse ettiği ve temel harcama kalemlerinin konaklama, yeme içme ile ulaşımda yoğunlaştığını gösterdi.
“Tek neden ekonomi değil, bakanlık politikaları”
Ankette ayrıca, tatil ve seyahatlerin yalnızca ekonomik imkansızlardan kaynaklanmadığı vurgulandı ve bakanlık politikaları eleştirildi. Turizmin piyasa ve bakanlık politikaları tarafından yeniden şekillendirilmesinden kaynaklandığına dikkat çekilen raporda, “Tüketim kalıplar, seyahat biçimleri ve tatilin tanımı artık daha çok yüksek gelir gruplarının deneyimlerine göre biçimlendirilmektedir. Bu da tatilin sadece fiilen değil kültürel olarak da ayrıcalıklı grupların alanı haline gelmesine neden olmaktadır” denildi.