Girişim dünyasında zaman zaman bir ismin öne çıkması, öncülükleriyle iz bırakması doğaldır. Henry Ford’tan Nuri Demirağ’a bu türden bir dizi ismi anmamız mümkündür.
Ancak son yıllarda öne çıkan bir isim olan Elon Musk’ın konumu bunlar içinde çok farklı. Zira Musk giderek bir jeopolitik tehdit haline geliyor. Savaşların gidişatını etkileyen gücü var, Mars’a gitmeye çalışıyor, bununla yetinmiyor demokratik yapılara yön veriyor.
“Elon Musk” adıyla yeni çıkan biyografiye göre, 1971 Güney Afrika doğumlu. Kavgası bol bir aile ortamında büyümüş. Sosyalleşmeyi önleyen “Asperger Sendromu” var. Göç karşıtı ama kendisi bir Kanada göçmeni. Bir takım üniversitelere devam etmiş. Üç beraberlikten 10 çocuğu var. İşçi atmayı ve işyerinde tacizi seviyor. The Economist dergisinin son sayısında yer alan bir yazıda o, “kavgacı ve kendini sürekli yok eden bir kimlik” olarak tanımlanıyor.
Tesla elektrikli otomobil projesiyle ilk kez 2003’de kamuoyu önüne çıktı. Halka açılmayla finansmanını sağladı ama 20 yılda hiç kâr payı dağıtmadı. Space X uzay araştırmaları için kuruldu. Mars’a gidiş için NASA ona 93 milyar dolar para verdi, bir tür kamu kurumu olan NASA adeta özelleşti, artık Musk için çalışıyor.
2022’de Twitter’i satın aldı. “Herkese söz hakkı” dedi, amacının Twitter yasağı olan Trump’ı sahneye çıkarmak olduğu anlaşıldı. Washington Post gazetesi onun sansürcü, LBGT karşıtı, bağnaz sağcı yönlerini belgeledi. Son bir yıl içinde Fransa, İtalya, Hindistan, Kore, İsrail ve Türkiye liderleri onu ülkelerinde yatırım yapmaya davet etti. Bu ziyaretler onun hükümet benzeri gücünü sergileyen sadece bir örnek.
Musk, fiziki kapasite ile dijital gücü birleştiren bir ilk. ABD’li bir yorumcunun ifadesiyle, “Bu seçilmemiş dev, jeopolitik sonuçlar yaratacak kararlar, servetin tekelleşmesi ve zayıflayan demokrasi, bize uyarı olmalı’’.
Aslında Musk servetiyle değil, yarattığı global adımların etkisi içinde değerlendirilmeli.
Emperyalizmin ortodoks tanımını yapan V. İ. Lenin’in, “Emperyalizm: Kapitalizmin En Yüksek Aşaması” adlı eserinde sermaye birikimiyle ortaya çıkan tekellerin dünyayı sardığını ve yönettiğini kaydeder. Bu tanım Musk’ı çok iyi anlatır.
Musk, savaş ve kavga içeren yeni bir dünya düzeninin trafik polisi. Bunu yaparken “geç” ve “dur” sinyaline o karar veriyor. Sanayi ötesi toplum yapısının bu hale dönüşmüş olması bana çok düşündürücü geliyor.
GÜNÜN SÖZÜ:
Merkez Bankaları dünya genelinde yüksek faiz politikalarına devam ediyor.