Yolsuzlukların ayyuka çıktığı, fenomenlerin ekranları kapladığı, kara paracıların cirit attığı, futbolcuların fon kavgalarının yaşandığı bir ülke haline geldik. Bizler milyarların havada uçuştuğu kişileri konuşaduralım, ülkemiz gri listede; yeri giderek daha aşağılara inen, kararan haline geliyor.
Genelde yaptığımız, sorunların köküne inmeden, neticeleriyle mücadele etmek… Fenomen pandemisiyle patlak veren skandallar ya da futbolcuların milyarlık paralarını tartışırken olduğu kadar, enflasyon için de geçerli… Sebep sorgulamayınca sonuçla boğuşulur. Biz de onu yapıyoruz.
GRİ LİSTEDEN ÇIKMADIKÇA
PWC’nin geçtiğimiz hafta sonu Sapanca Elite World otelinde Ekonomi Gazetesi’nin düzenlediği zirvede sunduğu rapora bakıyoruz; 1980 sonrası dışa açık hale gelen ekonomimizin 2000’lerden itibaren dışarı açılan ekonomi haline geldiği aşikâr. Öyle ki yılda 5 milyar $’lık dışa göçümüz var.
Burada bir sıkıntı, Türkiye’nin enflasyonu, rüşvet, irtikâp, nepotizm, yolsuzluk gibi etmenlerle kararttığı itibarının, dışa açılmak isten sermayedarımız için de sorun teşkil etmesi… Ne kadar saygın olsa bile sırf bizim ülke itibarı yüzünden ek soruşturmalara, ilave külfete katlanıyorlar.
İKİ SORU İKİ CEVAP
Kara para nasıl oluyor da aklanıyor?
Elbette bu konuda dönüp baktığımız nokta kamu. Zira kamunun haberi olmadan kuş dahi uçmuyor. O halde nasıl oluyor da kara para getirip; fenomenler, sahte fonlar, futbolcular üzerinden sisteme sokabiliyorlar? O zaman ister istemez aklımıza bunun için şeytani inovasyonlar denendiği geliyor.
Gri listeden nasıl çıkarız?
Bunun yolu, kararttığımız itibarımızı yeniden kazanmaktan geçer. Eğer her önüne gelene Türkiye pasaportu verirsen, yolsuzunu, kötülerini toplumda rol model yaparsan, ülke imajı sarsılır. Seni de gri denilen listeye koyarlar. Bu listedekilerin zamanla kara listeye alındığını biliyoruz. O halde buradan çıkmak için öncelikle yasaları uygulamak.
not
EKONOMİNİN ÜÇTE İKİSİ KAYITDIŞINDA
Enflasyon, sadece ekonomiyi bozmaz, endeksi şişirmez, fiyatları zıplatmakla kalmaz, aynı zamanda ahlakı da çözer, çürümeyi tetikler. Kalıcı zararı; iş ahlakı bozulan nesiller üzerinde büyük yıkım şeklinde tecelli eder. Ancak ekonominin hücrelerini kanserleştirir, kayıt dışılığı tetikler.
Bugün ekonomimiz 1 trilyon $ civarındadır. Ancak bunun neredeyse 3’te 2’si, kayıtdışı haline gelmiştir. Enflasyonla birlikte her geçen gün, kayıt içinden kayıt dışına doğru kaymayı sürdürüyoruz.
Düne kadar yastıkaltındaki altınları ekonomiye kazandırmak için çırpınırken şimdi dövizlerin de yastıkaltına gittiğini gözlemliyoruz. Burada ekonominin aktörlerini suçlamak, kolaycılık olur. Ekonomi yönetimi ve siyasi iklim, aldığı yanlış kararlar ile bunu adeta teşvik eder durumdadır.
Enflasyonun ana damarı hala kamudan gelmektedir. Yığınca sıkılaştırma adımına rağmen kamu, en ufak bir tasarrufa veya harcamaları azaltma eylemine girişmemekte, külfeti; emekli, işçi, memur, çiftçinin sırtına yıkmaktadır. Unutulmasın ki kayıtdışına giden ekonomi öyle kolayına geri gelmez.