Mehmet KAYA
Geçen yılın son çeyreğinden itibaren ekonomide belirginleşen durgunluk işaretleriyle birlikte seçimin de gündeme gelmesi bir dizi ekonomik kararın seçim ekonomisi olarak nitelenmesine yol açtı. Bunların başında “Emeklilikle Yaşa Takılanlar” olarak adlandırılan kesime yönelik düzenleme geliyor. Diğer yandan, daha önce de denenen Hazine destekli Kredi Garanti Fonu ödemeleriyle her ne kadar yatırım ve ihracatı destekleme gerekçeli olsa da ilk kez Merkez Bankası kaynaklı kredi uygulamaları da bulunuyor.
Kredi genişlemesi
Türkiye, 2022’nin ikinci yarısından itibaren kredi erişiminde yaşanan sıkıntıların tartışmalarını yaşıyor. Şirketler kesiminde krediye erişimdeki sorunlar sıklıkla vurgulanırken, Merkez Bankası 2022 sonundan itibaren yürüttüğü iletişimde, kredi kullanımında önceki yıllara kıyasla ciddi artışlar olduğunu vurguluyor. Türkiye’de çok uzun yılların ardından ilk kez 2022’de başlayan, Merkez Bankası’nın bankalar aracılığıyla kullandırdığı 2 yıl anapara geri ödemesiz, 10 yıla kadar vadeli, düşük faizli Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi tutarı da 111,47 milyar TL’ye ulaştı. Bu programda ayrılan tutar ilk başta 100 milyar TL’si sanayi, 50 milyar TL’si turizm olmak üzere 150 milyar TL olarak belirlenmişti.
Şirketler kesimine yönelik düzenlemelerden biri de Hazine Destekli Kredi Garanti Fonu aracılığıyla yapılan kredi paketi oldu. Uygulamaya giren paketle 50 milyar TL’si, emeklilik yaş düzenlemesine bağlı olarak oluşan kıdem tazminatında kullanılmak üzere 250 milyar TL’lik bir kredi hacmi oluşturuldu.
Emeklilikte yaşa takılanlar
Kritik seçim öncesi en dikkati çeken uygulama, 1999 yılında yapılan sosyal güvenlik düzenlemesiyle emeklilik yaşı ve emeklilik prim gün sayısı ötelenenlerin haklarının kısmen iadesi anlamına gelebilecek düzenleme oldu. Düzenlemeyle, 2023 içinde yaklaşık 2,5 milyon kişi hak sahibi olabilecek. Bu kişilerin tamamı emekli olduğu varsayımı altında, 2023’teki toplam maliyet Şubat ayı itibariyle Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati tarafından 255 milyar TL olarak açıklanmıştı.
Üniversite öğrencilerinin öğrenim süresince kullandıkları Kredi Yurtlar Kurumu kaynaklı harç ve öğrenim kredi borçlarının faizlerinin silinmesi öngörüldü. Enfl asyon nedeniyle çok düşük kalmış olan engelli, yoksul ve muhtaç sınıfındaki kişilere sosyal yardımların asgari ücretin üçte birinin altında kalmamasına yönelik düzenleme yapıldı.
İşverenlerin çalışanlarına doğalgaz ve elektrik yardımı yapması halinde bunu gelir vergisinden düşebilmesi, yemek yardımlarının da vergisinin azaltılmasına yönelik düzenleme de yapıldı.
Ücret politikası
Türkiye’de uzun süredir asgari ücret 300-400 dolar arasına sıkışmış durumda. Genel olarak işçilerin ülke katma değerinden aldığı pay son yıllarda azalıyor ve ücretlerin de baskı altında tutulduğu yönünde eleştirel yaklaşımlar da bulunuyor. Asgari ücretin hükümetin baskısıyla son zamanlarda yüksek oranlı artışları seçim ekonomisi ya da popülist olarak tanımlanabilecek bir ekonomi politikası tanımına girmesi de tartışmalı görünüyor. Seçim yaklaşırken 2022 sonunda asgari ücrete yüksek oranlı zam yapılması seçime yönelik bir politika olarak değerlendirildi. 2021 ve 2022’de yaşanan yüksek enfl asyon, bu kez seçimlerin yaklaşmasıyla baskı oluşturdu ve her iki yıl sonunda da asgari ücrete yüksek oranlı artışlar yapıldı. Asgari ücrette 2022 yılında Temmuz ayında ara artış yapılması da en önemli göstergelerden biri sayıldı. İşveren kesiminin itirazları kısmen oluşan ilave yükün bir kısmının Hazine tarafından ödenmesiyle karşılandı ancak hem 2022, hem de 2023 içinde asgari ücret, daha önce yapılan sendikalı işyerlerindeki toplu sözleşmeleri baskı altına aldı ve ara sözleşmelerin, zamların yapılmasına neden oldu. Her ne kadar resmi bir veri olmasa da Türkiye’de ücretli olarak çalışanların yarısından fazlası asgari ücret alır duruma geldi.
Destek programları
Daha önce yıl içinde ekim dönemlerine denk getirilen çiftçilerin önceki yıla ait destekleri 2023’te Şubat ayından itibaren ödenmeye başlandı. 11 ayrı kalemdeki bu ödemelerden 2,5 milyon çiftçi yararlanıyor. Çiftçilere 2022 yılında yapılan bir başka düzenleme ise elektrik borçlarına ödeme kolaylığı ve yıllık elektrik bedellerinin üç aylık dönemsel olarak ödenmesi imkanı tanınması olmuştu. Nisan ayında getirilen bir başka düzenleme kamuda çalışan geçici işçilerin kadroya alınması oldu. Bu düzenlemeye göre kamudaki geçici işçiler yılda 11 ay 29 gün çalıştırılabilecek. Boşalan işçi kadrolarına geçici işçilerden atama yapılarak kadroya geçirilecek. Asgari ücretin net 8 bin 506 TL olması, emekli maaşlarını da tartışmalı hale getirmişti. En düşük emekli aylığı 7 bin 500 TL’ye yükseltildi. Diğer emekli aylık kademelerinde bir düzenleme yapılmaksızın gerçekleşen bu uygulama oldukça geniş bir kitleyi ilgilendirdiği için seçime yönelik bir hamle olarak değerlendirildi.
Popülist politikaların maliyeti
Seçim ekonomisi ya da popülist politikaların maliyetine yönelik olarak genellikle bunların bütçeye getireceği ilave yükün genellikle ücretli kesimlerce ödendiği savunuluyor. Türkiye’nin Mayıs 2023’te gerçekleşecek ve son yıllardaki en çekişmeli seçimler öncesi başta EYT olmak üzere politikaların 2023 bütçesinde öngörüldüğü ekonomi yönetimince açıklanmıştı. Bu kapsamda, EYT düzenlemesinin 255 milyar TL, emekli aylıklarının en düşük seviyesinin ve ikramiye artışının maliyeti 149 milyar TL olarak açıklanmışı. 2023 öncesi düzenlemelerin ödeneğinin 2023 bütçesinde öngörüldüğü ve bütçenin buna göre yapıldığı ekonomi yönetimince yapılmıştı. Ancak bütün hesapları değiştiren olay 6 Şubat günü yaşana depremler oldu. Bütçenin genişlemesine yol açacak şekilde hem arama kurtarma için hem de sonrasında yeniden yapılanma için büyük miktarlarda harcamalar yapılıyor. Strateji ve Bütçe Başkanlığı, depremin toplam maliyetini 2 trilyon TL olarak hesaplamıştı. Bu maliyet yıllara yayılacak ancak büyük bir kısmı 2023 içinde harcanacak. Bu da yılın ikinci çeyreğinden itibaren ödeneklerin tükenmesi ve ek bütçeyi gündeme getirebilecek. Bu nedenle, mevcut politikaların ve depremin etkisiyle 2023’te Türkiye’nin kamu maliyesinde GSYH’nin yüzde 9’una yakın bir sapma olabileceği belirtiliyor.
Kamunun işe alımları hızlandı
Kamuda emekli olan, ayrılanların yerine ve çeşitli idari düzenlemeler nedeniyle oluşan ihtiyaca yönelik hemen her yıl memur ve benzeri statüde 80 bin-100 bin aralığında yeni istihdam gerçekleştiriliyor. Geçici işçiler, toplum yararına çalışma ve TSK sözleşmeli erler bu kapsam dışında bulunuyor. Bu işe alımlar, gerek bütçe uygulamaları, gerekse sınav vb. işlemlerin zaman alması nedeniyle yıl içine yayılarak gerçekleştiriliyordu. Buna karşılık, 2023’ün ilk ayından itibaren çok sayıda kurumun peş peşe eleman alımına yönelik ilan yayınladığı, ödeneklerinin bu anlamda serbest bırakıldığı gözlendi.
Bu kapsamda Ocak ayında 5 bin, Şubat ayında 2 bin 323’ü engelli, 4 bin 200, Mart ayında 3 bin 160 kişi için ilan yayınlandı. Nisan ayı ve takip eden aylar itibariyle 100 binin üzerinde yeni personel alımının ilana çıkması bekleniyor.